21 Eylül 2010 Salı

Ezel, üzüntü ve muz kabuğu :))

Dün gece Ezel'in yeni bölümünü izlerken haldır haldır not aldım dostlar, not aldım ki, ne olup ne bitti güzelce yazayım. Gelin görün ki, notlar evde kaldı, patronun ahı mı tuttu ne oldu? O yüzden gece yazabileceğim Ezel yazımı maalesef.

Yine de söylemeliyim ki, çok sıkıldığım bir bölüm oldu, tipik özensiz yerli dizilere yakınsadı bu bölümde Ezel. Kıvanç Tatlıtuğ, acı çeken psikopat rolünü bence eline yüzüne bulaştırdı, beceremedi. Sayko bakışı atmaya çalışıyor amma gözlerini berkeltip bön bön bakmaktan başka birşey yapmıyor. Gülünç oldu. Hem kahraman bir harekat askerini canlandırıp hem de maşallah dana gibi göbeği olması da enteresan.

Bundan başka sayısız tutarsızlık var idi dizide. Ben ki balık hafızalıyım, izlerken ne mantık hatası görürüm, ne yanlışlık ararım. İzleme zevkim için izlerim diziyi, sonra sözlük'den öğrenirim hataları. Bu sefer tutarsızlıklar beni rahatsız etti.

Ramiz dayının oğlu öldürüldüğünde, torunu siyah saçlı bir çocuktu, onun yerine Kıvanç'ın ufak haline benzesin diye sarışın, inanılmaz güzellikte bi oğlan koymuşlar .Neyse üzüntüden sarardı oğlan diyelim. Şöyle bir durum var. Dayının 3 oğlu vardı, hepsi 2001 yılında aynı gün aynı saatte öldürüldüler. En büyük oğul, küçük çocuğunu okuldan alıyordu , küçük çocuk Sekiz işte, ve çocuğun gözleri önünde öldürüldü, biz izlediğimizde yaşı 30'a yakın bi adamdı bu Dayının büyük oğlu. Halbuki sonradan bu oğlanın 1975 doğumlu olduğu yazdı (mezarlık sahnesinde gördük) Cinayetler 2001'de işlenmişti. Dayı'nın oğlu 2001'de 26 yaşında ise nasıl oluyor da 10 yaşında çocuğu oluyordu. Sekiz 2001'de 10 yaşındaydı ise, şimdi 19 yaşında ve nasıl askeri harekat kahramanı oluyor idi? İşte Ramiz'in oğullarının yaşları ile ilgili tutarsızlık gece gece herkese matematik problemi çözdürdü a dostlar:)))


Neyse iyi oldu bu detayları konuştuk, akşama sade diziyi yazarım.

Beni rahatsız eden birkaç nokta daha oldu.

Birincisi, sezon finalinde Bahar'ın katili peşinden gitmeye karar veren Ezel, Şebnem ile hesabı görmüş, yolları ayırmış idi, bu bölümde hiç birşey olmamış gibi Şebo "ya Ezel beni kovarsa" diye dertlenip durdu, "oyun bitti, takım dağıldı" dediler, aaa şaşırdı. Lan geçen sezonun sonunda olmadı mı bunlar zaten, ne konuşuyorsunuz, tazminatını bile aldı Şebnem.

Sonra sezon finalinde , Ezel dongozu Kerpeten Ali ve Tefo'yu yanına alıp takım olmamış mıydı, yanyana boncuk gibi dizilip İstiklal'de Ezel yürüyüşü yapmamışlar mıydı? (uf bi yakalasam ben de şu yürüyüşü:)) Eee, şimdi niye tekmeyi vurdu, Ali'ye köpek çekiyor onu da anlamadım. (favorim Ali abi - Tefo'dur bu dizide)



Sonuncusu da, Cansu Dere bir daha Aman Allahım filan demesin nolursun. Geçen sezonun son 2 bölümünde ne kadar başarılıydı, yeni sezonda ise beni diziden uzaklaştırıyor. Yapma böyle Cansucuğum, oyuncu koçunu mu bıraktın ne oldu?

Dizinin 1971 yılı flashbackleri ise harika idi, bayıla bayıla izledim. Tabii burada yine Ramiz Dayı kızına Kenan'la ilk kez kumarhanede karşılaştığını anlattığı bölüme ters düşüyorlar.

Ah senaristler ah, siz bizi alıştırdınız zekice bölümlere, şimdi bu hataları istemiyoruz, mükemmellik istiyoruz. Yoksa ben ne diye oturayım da Ezel izleyeyim??

xo xo

10 yorum:

  1. ilk 6 bölümü indi, hazır bekliyor. ama sen kötü şeyler yazınca içimden gelmiyor hiç başlamak; zaten her bölüm 1.5 saat, bir sezon da 30 küsur bölüm, bu dizinin 1 sezonunu izlerken normal bir dizinin 3 (evet, hesap yaptım, valla billa 3!) sezonunu izlemişim gibi zaman gidecek, 2. sezonunda da sıçıyorsa hiç mi başlamasam? neyse toparlayacaklar mı diye birkaç hafta daha bekleyip senin bölüm incelemelerine bakınmaya devam edeyim en iyisi :)

    YanıtlaSil
  2. yerli dizileri ne kadar uzun yapıyorlar değil mi? 1,5 saat bir tam film süresi, her bölüm film kadar uzun. Gerçekten çok fazla zaman yatırımı istiyor.

    Ezel'in ilk 5 bölümü çok iyiydi, sürekli ya sonraki bölüm bozarlarsa diye endişeleniyordum izlerken:))) 6. bölümde dizi durağanlaşmıştı zaten. Fakat kendini toparladı, 10. bölümde patlama yaptı, ben de yerimde duramamış ilk Ezel yazımı yazmış idim bloga.

    Düşünüyorum da, her bölümü heyecanla kaçırmadan izlediğim birkaç yerli diziden biri. Diğerleri de İkinci Bahar, Asmalı Konak ve Hatırla Sevgili idi :)

    YanıtlaSil
  3. o karı (o karı eyşan olur) ne olur bir daha ömeeeerrr de demesin kedi viyaklaması gibi.

    judy yaktın beni dün akşam, heyecanla oturttun tv başına hiç zevk almadım bebeğim maalesef. ikinci reklamdan sonra kocamın kollarına gittim.

    hayır spartaküs de izleyemedim :))))

    YanıtlaSil
  4. kedicim, sorma bi de zırt pırt kurtlar vadisi reklamı soktular, polat alemdar ezel'i bastı zannettik, rezaletti.

    Cansu bi daha HÖÖMEERRRR EMENN EEALLLAHIMM diye höykürürse ben de çığlık atacağım , beğendik, iyi olmuşsun dedik; 2 bölümdür berbat.

    YanıtlaSil
  5. Ben de sırf senin özeti daha iyi anlayabilmek için:) izledim. Gerçekten bu bölüm sıkıcıydı yaa, hani nefes almadan izlemeler, tuvalete gitmek için arayı beklerken neredeyse altına kaçırmak filan yoktu, rahat rahat gittim tuvalete.

    Ben Kenan Birkan girdikten sonra daha heyecanlı olur diyordum ama sanki söndü biraz heyecan. Umarım tekrar tırmanır, geriye dönüşler şahane ama, Dayı o zaman da karizmatikmiş.

    YanıtlaSil
  6. Enneciğim, Kenan Birkan'lı ilk bölüm çok şahaneydi ama geçen bölüm tam bi hayal kırklığı oldu, beklentimiz yüksek de ondan. Meşhur oyunculara yer açacağız diye hikayede zaman ve mekan hataları yapılması üzdü bizleri:))))

    Haluk Bilginer dehşet karizmatik ama, paçalarından akıyor valla. Dayının gençliği konusunda sana katılıyorum, tam ağır abi karizmasına sahip bir oyuncu bulmuşlar, bombastik idi:)

    YanıtlaSil
  7. Ulan o diil bizim otoparkta meşhur oldu bu arada.

    YanıtlaSil
  8. neresi sizin otopark? ezel mi çekiliyo, hemen gideyim püahahah

    YanıtlaSil
  9. O adamı boğdukları yer var ya orası bizim arkadaki otopark. bizim camlardan çekimler gözüküyo. Zaten fransız geçidinin 2 bina yanındayız. Arayayım mı çekim olan günler?

    YanıtlaSil
  10. ara tabi püahahaah, ezel'in istiklal caddesinde yürüme sahnesinde arkasındaki kalabalığa katılmak istiyorum da:))) ama şimdi düşündüm de o kalabalıkta sakata gelme olasılığı da çok yüksek hacım:)

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.