23 Eylül 2010 Perşembe

Peki kitap bulamazlarsa ne alsınlar?

Akşam işten çıktım, Beyoğlu Sahaf Şenliğine bir uğramak istiyordum aslında amma , hava soğuktu ve yağmur çiseliyordu ; ben de Cevahir AVM'deki D&R mağazasına gitmeye karar verdim, amacım Emrah Serbes'in Ankara polisiyelerini almak idi tabii, iki tane kitap alacak, eve dönüp okumaya başlayacaktım, niyetim bu idi.

Maalesef, koskoca D&R'da istediğim kitaplar yoktu. Bilgisayardaki listelerine baktılar, var; rafları aradılar, yok! Ne yapayım, ben de mağazada dolandım, fırsat reyonundan 2 tane dvd aldım:

1)Titanic : hee evet, James Cameron'ın bildiğimiz kırk yıllık Titanik :))) hazır fırsat reyonuna düşmüş, arşivde bulunsun diye aldım

2)Dick Tracy : taa 1990 senesinden bir çizgi roman uyarlaması, Warren Beatty gerçekten de filmi çizgi roman renkleri ve görüntüsüyle çekmiş idi, Al Pacino kötü adamı oynuyordu filmde, tipi tanınmaz halde:) Sevgilisi de Madonna. Şimdi böyle yazınca şaşırdım yahu, ne acayip kast yapmışlar . Sinemada izlemiştim ilk çıktığında, bi de Madonna'nın bu filmin soundtrack kasetini almıştım hey gidi. Neyse yani çok eğlenceli filmdir dostlar.

Sonra bir de grafik roman aldım : STAR WARS : Darth Vader , Türkiye özel cildi. Gerçekten enfes bir şey, Star Wars grafik romanlarındaki Kara Lord ile alakalı hikayeleri biraraya getirip müthiş bir cilt hazırlamışlar.




D&R'dan çıkınca "madem asıl istediğim kitapları bulamadım ya, bir de Watsons'a uğrayayım" dedim. Garnier roll on göz altı kapatıcı aldım, artık gözlerim yaşlı ve yorgun görünüyor; bu da cilt bakımı için bitkisel içerikle hazırlanmış hem nemlendiren hem kapatan ince bir ürün, denemek istedim. Hazır gelmişken de her zamanki göz çevresi ve günlük yüz bakım kremlerimi aldım Loreal'den. Bi de aseton aldım, artık nedense ev aseton doldu, sanki her gün oje sürüp siliyorum dostlar yahu, tutuşmayız inşallah aseton deresinde ne diyeyim.

Torbalarımı yüklenip durağa koştum Etiler otobüsüne atladım, eve inmeden bir Akmerkez'e bakayım, ulan kesin burnumun dibinde bulurum kitapları diye içimden geçirdim. Ama heyhat, Remzi kitabevinde de yoktu benim Ankara polisiyelerim. Fakat Remzi'ye girince gözüm döndü, kitap, kitap, kitap; o kadar çok kitap vardı ki almak istediğim, gece gündüz işe gitmek yerine kendimi kaybedercesine okumak istediğim... Of ya, ne kadar az zamanımız var yaşamak için aslında? Bütün gün çalış, gece evde kendine ayırabildiğin bikaç saat kitap mı okuyacaksın, internette mi gezeceksin, oyun mu oynayacaksın yoksa kediye şefkat mı göstereceksin, ne yapacaksın? Hele çoluk çocuk varsa herhalde 100 kat daha zordur... Ooof of dostlar.



Her neyse, hikayemizin bu noktasında kitapları yine bulamadığıma göre artık omuz silkip eve dönüş yapmalıydım ammaaa, hazır Remzi'ye gelmişken 46 dergisini alayım diye düşündüm, Haluk Bilginer'in etkileyici röportajını okurum, hem devasa Ezel posteri hediyeli dedim:)) Kasaya vardığımda ise bal dudaklı Benicio Del Toro'nun Kurtadam filminin DVD'si ile karşılaştım.....

Nihayet kendime geldiğimde, 2 kitap almaya çıkıp; onun yerine 3 dvd, 1 dergi, 1 çizgi roman, 1 göz altı kapatıcısı, 1 göz kremi, 1 gündüz kremi, 1 aseton ile eve dönmüş idim sevgili seyirciler:)

xo xo

10 yorum:

  1. :)) çok hoşsunuz yahu..
    neye nıyet neye kısmet olmuş sizin alışveriş..
    olsun, güle güle kullanın..
    haluk bilginerin ,büyük puntolarla yazılmış olan röportaj cümlesi çok etkileyici..

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkürler Nilmoon.
    Haluk Bilginer röportajından alıntılar verceğim, çok hoşuma gitti dergi de, röportaj da.

    YanıtlaSil
  3. Kuzum boş ver göz altını vs.,
    çok değiştin maaşallah, vallahi bravo, hiç bozmadan devam...
    Yatarak kilo veriyorsun yahu, hadi bunu kitap yap ve köşeyi dön, parayı bul, sonrada Türkiye de ki tüm restoranları dolaşıp kritik eder, hem yeni bir kitap daha yazarsın:)

    YanıtlaSil
  4. canım Aydoşum, bu işyeri ve para sorunları çökertti beni , aylardır gözlerim altı bööööyle düştü boşveremedim:))

    Valla yatarak kilo verdiğim yalan, millet öğlen tatilinde kebabçıda, büfede, bereket dönercide yiyip yayılırken evden taşıdığım zeytinyağlı fasulyemi yeyip sonra Pangaltı'ya kadar yürüyüp geri geliyorum, akşamları da metroya kadar yürüyorum. Yazın hava aydınlıkken eve kadar yürüyor idim. Yine de yetmiyor, doktor mekik çek diyor:)))

    Gurmelik günlerimi özledim amma, ne diyoruz : HİÇ BİRŞEY ZAYIFLIK KADAR LEZZETLİ DEĞİLDİR :))))

    YanıtlaSil
  5. şuraya cevoya dibime geliyorsun, arkadaşım gel bir kahve içelim demek yok, kınıyorum :)))

    YanıtlaSil
  6. annemmmm, Mecidiyeköy'de mi senin işyerin, iyi ki söyledin bebeğim:)) beraber gider kapatıcı alırdık kızkıza daha zevkli olurdu.

    YanıtlaSil
  7. bana hiç olmuyor şahsen bir şey aramaya çıkıp da sadece onu alıp eve dönebileyim :D

    YanıtlaSil
  8. olmadı olamadı maalesef:) napalım canımız sağolsun gürültücüm:)

    YanıtlaSil
  9. bu öykü nedense bana çok tanıdık geldi. kazara D&R ve türevlerine adım attığımda benim de gözüm dönüyor. bu arada darth vader çizgi romanı pek bir güzel görünüyor. tez elden almam gerek.

    YanıtlaSil
  10. angelic, kesinlikle harika çizgi roman, kaçmaz:)

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.