29 Nisan 2011 Cuma

William ve Kate'in Kraliyet Düğünü

İşsiz güçsüz biri olduğumdan sabahtan akşama kadar BBC kanalında kraliyet düğününü izledim dostlar. Yüzbinlerce insanın Londra caddelerini doldurduğu bu büyük gösteri, aslında hayranlık uyandıracak kadar mükemmel planlanmış ve tıkır tıkır işleyen devasa bir organizasyon idi. Herşey o kadar düzgün ve dakik işledi ki, hayran kaldım.

Öncelikle soyluluk ünvanı olmayan halktan konuklar kiliseye geldiler. Düğünün en eğlenceli tipleri bunlardı zaten, kadınlar rengarenk, capcanlı kıyafetler giymiş, kafasına bir tüy olsun, bir kuş olsun, ya da kocaman bir gonca olsun, illa şapka takmışlardı.









Düğünün tek skandalı, İngiltere başbakanının karısı Samantha'nın düğüne şapkasız, kuş kondurmadan gelmiş olması idi. Kraliçe kulağını çeker artık bilmiyorum!



David ve Victoria Beckham geldiğinde kiliseyi kuşatan izleyiciler deli gibi tezahürat yaptılar. Victoria hamileliğine rağmen pek zarifti. David ise açıkçası prensten çok daha yakışıklı olmuştu peh peh peh!


Tam bildirilen saatte prens William ve sağdıcı Prens Harry , antika bir Rolls Royce ile kiliseye geldiler, çanlar çaldı bunların şerefine, pek güzel oldu.



Harry çok matrak görünüyordu, kesin deli gibi dalga geçip eğleniyordu abisi ile:)))

Daha sonra yabancı kraliyet aileleri içeri girdiler. Zaten bu Avrupalı kraliyet ailelerinin topu akraba biliyorsunuz. Kraliçe Elizabeth'in büyük büyük büyük büyük annesi Kraliçe Victoria, zamanında 9 tane çocuk doğurmuş. Bunları da hep Arupalı prensler prenseslerle evlendirmiş. Böylece İngiliz kraliyet ailesi bütün Avrupa monarşisi ile akraba olmuş.

Davetli ailelerden biri İspanyol kraliyet sülalesi idi. Prenses Letizia yine çok güzeldi. Kıskanç kaynanası kraliçe Sofia ise her fotoğrafta Letizia'nın yanında dikilip güzelliğini gölgelemeye çalışıyordu. Ayy hiç sevmiyorum bu Sofia'yı, soğuk nevale!




Keltoroş Monako prensi de yüzücü nişanlısı ile düğüne katıldı. Bunlar da yazın evleneceklermiş.

Prens Albert ve Charlene



Hollanda veliaht prensi ve eşi prenses Maxima
İsveç'in veliaht prensesi Victoria da geçen sene halktan sıradan biriyle evlenmişti. O da kocası biraz kibarlık, asillik görsün diye takmış koluna getirmiş düğüne:

İsveç veliaht prensesi Victoria

Böylece sıra evsahibi aileye gelmişti. Öncelikle gelinin annesi Carole Middleton kiliseye geldi. Uçuk mavi kıyafeti içinde çok sade, şık ve de zarifti.




Kadın sebat edip kızını saraya gelin etmişti sonuçta. Artık ne kadar hava atsa yeridir, öyle değil mi dostlar?

İngiliz kraliyet ailesi için Buckingham sarayından sıra sıra otobüs kaldırıldı kiliseye. Valla dalga geçmiyorum, sıra sıra otobüsler saraydan kiliseye taşıdı Kraliçe'nin akrabalarını. Bu otobüsle taşınan akrabalardan sonra antika Rolls Royce ile Kraliçe'nin 1. dereceden ailesi kiliseye geldiler.

Damadın babası üniformasını giymiş, damadın üvey anası Camilla ise maalesef pileli eteğiyle kendini yarım dünyaya çevirmişti.



Camilla aslında Galler Prensi olan Charles ile evli olduğundan otomatikman Galler Prensesi ünvanına sahip oluyor, ancak Lady Diana'yı taparcasına seven İngiliz halkının tepkisini çekmemek için Cornwall Düşesi ünvanını tercih etmişti kendisi.


William'ın kuzenleri prensesler Beatrice ve Eugenie çılgın şapkalarıyla düğüne damgalarını vurdular.

York kızları

Beatrice ve klozet kapağından şapkası


Kraliçe Elizabeth'in tek kızı Prenses Anne ilk kez demode elbiseler yerine mor renkli hoş birşeyler giymiş. Bu Anne'i de hiç sevmem ıyy, Sofia gibi soğuk nevaleden bu da.

Prenses Anne

Kraliçe'nin en küçük gelini Sophie her zamanki gibi soluktu:

Sophie, Wessex Kontesi
 Prenses Anne'in hiç bir kraliyet ünvanı taşımayan kızı Zara ise pek değişik giyinmişti :

Zara Phillips


Gelinin güzeller güzeli kız kardeşi, başnedime Pippa, minik nedimeler ve içoğlanları ile kiliseye geldi. (Pageboy'un Türkçesini bilemedim, içoğlanı işte:)) 



Gördüğünüz gibi Pippa da çok sade ve zarifti, elbisesi şahane idi. Sadece bronzlaştırıcı spreyi biraz fazla kaçırmış, Arabistan çöllerinden kaçmış gibiydi.

Kiliseye gelinden önce en son olarak Kraliçe 2. Elizabeth geldi. Sarı renk kıyafetiyle çok şıktı, ay ilk kez demode değildi yani çok beğendim..



Ve nihayet beklenen an. Kate Middleton ona eşlik eden babasıyla beraber kaldığı otelden ayrılıp Rolls Royce'a bindi ve kiliseye doğru yola çıktı, yolun iki yanından binlerce kişinin bağrışları ve çığlıkları Kate'e eşlik etti bu yolculukta.





Çanlar deli gibi çalarken gelin hanım arabadan indi ve aylardır beklenen gelinlik gözler önüne serildi:




Gelinliği Alexander McQueen modaevinden Sarah Burton hazırlamıştı. Sapsade, zarif, ve ilk görüşte herkese Grace Kelly'i anımsatan gelinliğin 2 metre 70 santimlik mütevazi bir kuyruğu vardı.



Kıyafetin göğsü ve kolları dantel olduğu için hepimizin aklına Grace Kelly ve boğazına kadar dantelli gelinliği gelmişti. 

Grace Kelly

Kate kulaklarına bir çift küpe takmış, kısa duvağını da Kraliçe'den ödünç aldığı Cartier yapımı Halo tiara ile saçlarına tutturmuştu.


Saçlarını açık bırakan Kate, her zamanki stilinden ödün vermemiş, makyajını da kendi yapmıştı. Makyajla ilgili tek söyleyeceğim yanaklar biraz fazla mı pembe olmuş ne? Benim gibi elini bol tutmuşsun Kate ahahah.

Böylece çanlar, marşlar, ilahiler eşliğinde Kate Middleton kiliseden içeri girdi, babasının kolunda,  mihrapta onu bekleyen William'a doğru 3,5 dakika boyunca yürüdü. Doğrusu bu esnada Prens Harry'nin yanında olup esprilerini duymak isterdim. Çok tatlı bu Harry, pek afacan ve şakacı bir tipe benziyor:)))


Bundan sonra nikah kıyıldı. Yeminlerini okurken Kate'in zar zor sesi çıktı, çok heyecanlandı herhalde. "Kabul ediyorum" filan derken tüy gibiydi sesi, bir an hiç konuşamayacak sandım.

Yine ilahiler okundu, konuşmalar yapıldı. Sonunda William ve Kate kolkola kraliçeyi selamladılar ve marşlar ve çan sesleri eşliğinde kiliseden çıktılar. İçeri Kate Middleton olarak giren gelin, Cambridge Düşesi olarak dışarı çıktı. Demek ki ne oldum değil ne olacağım demeli?? ahahaah



Cambridge Dükü ve Düşesi

Bunlar kiliseden çıkarken başnedime Pippa ile sağdıç Harry'nin muhabbeti koyulttukları da gözden kaçmadı :)))

Gelinle damat dışarı çıktıklarında çok şükür yağmur yağmıyordu. Böylece güzelim 1902 yapımı üstü açık at arabasına bindiler ve 30 sene önce Lady Diana'nın yaptığı gibi yolları kaplayan insanckları selamlayarak Buckingham Sarayına döndüler. Düğünün belki en güzel kısmıydı bu atlı araba geçişi.






Şimdi düşünüyorum da, hani biz Büyükada'da faytona binince ne olur? Peeeh bok tezek kokusundan burnumuz düşer, değil mi? Peki bu çocuklrın atı sıçmadı mı hiç, kokmadı mı? Çok merak ettim doğrusu.

Herkes saraya döndüğünde ise yollarda biriken binlerce insan sarayın önündeki meydana doğru yürümeye başladı, inanılmaz bir düzenlilik içinde, meydan yüzbinlerce kişiyle doldu, taştı. Şimdi herkes gelinle damadın balkona çıkıp öpüşmesini bekliyordu. Eh William ve Catherine de halkın arzusuna uydular.


Sarayda yarım saat resmi düğün fotoğraflarını çektiren çift, aileleri ile balkona çıkıp halkı selamladılar. Sonra öpüştüler, sonra inanaılır gibi değil bir kere daha öpüşüp balkonun tadını çıkartan ilk çift olarak tarihe geçtiler.


Saraydaki resmi davetten sonra gelin ve damat plakasında "Just Wed" yazan antika Aston Martin arabaları ile dinlenmek üzere evlerine gittiler. Düğünün belki de en sürprizli anı bu olmuştu.




Ben de düğünü kutlamak için ne yapayım, Kate William'ı öperken bana doğru uzanan bu güzelliği gördüm ve şappp diye bu ıslak burnu öperek düğünü bitirmiş oldum:))



Sizin izlenimleriniz nasıl? Gelinliği beğendiniz mi?

xo xo


27 Nisan 2011 Çarşamba

Kraliyet Düğünü

Küçüklüğümden beri nedense krallara, kraliçelere; düklere düşeslere, işte böyle hayatta işimin olmayacağı soyluluk ünvanlarına merakım vardır. Uzun etekli gösterişli elbiseler giyerek dedelerden kalma antika şatolarda gezinme fikri çok hoşuma gider. Halbuki o şatolarda kesin çok cereyan olur eminim bundan. Böyle kalelerde, saraylarda, şatolarda geçen romantik, allah allah kontesi kim sikti temalı kitapları pek severim. Fransız tarihine bayılırım, İngiliz kraliyet ailesinde ne oluyor ne bitiyor arada göz atarım. Yanlış anlamayın, şahıs olarak sevmiyorum onları, aile ilişkileri ve asalet ünvanları, bunların nesilden nesile geçişi, bir de bu Avupalı asillerin topunun akraba olması benim ilgimi çeken.




Sanırım sevdiğim tek bir kraliyet ailesi üyesi vardı. Benim yaşımdaki çoğu insan da onu hatırlar zaten : Biz daha ufacıcıkken limon suratlı prens Charles ile evlenip saraya gelin giden Galler Prensesi Diana'yı çok severdim. Hem güzeldi hem zarifti. Çok tatlı bir konuşması vardı. Büyümekte olduğum Seksenli yıllar boyunca gazetelerde Diana'nın giyip çıkarttığı birbirinden gösterişli elbiseleri, kocasıyla mutsuzluklarını, kaynanası Elizabeth ile geçinemediklerini okuyup durmuştuk. 1997 yılında Diana o melun kazada ölünce acayip üzülmüştüm, o günlerde çıkan Time ve Newsweek dergilerini almıştım saklamak için. Acaba bu dergileri satsam para ederler mi???

muhteşem zümrüt tiara:



Cuma günü Lady Diana'nın büyük oğlu William, uzatmalı sevgilisi Kate Middleton ile evleniyor. Ben de bir kaç haftadır  işsiz güçsüz evde oturan ev kızı modeline dönüştüğüme göre büyük merakla düğünü bekliyorum. Tabii düğün umrumda değil, ben kıyafetleri ve MÜCEVHERLERİ  görmek istiyorum. Evet işte, ben bu kraliyet mücevherleriyle kafayı bozmuş durumdayım dostlar!

Kate ve William Westminster Kilisesinde evlenecekler. Kate son gecesini Goring Otelde geçirip düğün günü kiliseye antika bir Rolls ile gidecek. Düğünden sonra da ikili şu arabaya binerek Buckingham Sarayına gelecekler, balkondan kalabalığı selamlayacaklar.





Kate Middleton'ın gelinliği sır gibi saklanıyor. Peki ya mücevherler? Dedikodulara göre Kraliçe Elizabeth, torununun karısına bir tiara hediye edecekmiş. Acaba Kate düğünde hangi tiarayı takacak?

bunu mu?



bunu mu?



belki de?



tövbeler olsun, bunu mu???



Kolyeleri de unutmayalım. Misal şunu görünce bana titremeler geliyor:

Kraliçe Victoria elmas kolye



ya da bunu:




Ya işte böyle dostlar. Haftaya inşallah yeni işime başlamış olacağım. O zaman artık uzun etekli elbiselere ve muhteşem mücevherlere ayıracak vaktim olmayacak. Yine işyeri maceraları, dostlarla buluşmalar, kitaplar ve oyunlarla dolu olacağım. Ama şimdilik evkızı mode-on gidiyorum bakalım.


***Ekleme:

Nasıl unutmuşum, bir de yüzük var. Prens William nişanlısına annesi Diana'nın şahane safir yüzüğünü verdi. 18 karatlık oval safir, elmaslarla çevrelenmiş, yani en iyi dostlarımızla kızlar:)) Yüzüğün değeri 250.000 poundcuk imiş.





Cuma günü  düğün dedikodularında görüşmek üzere

xo xo