19 Mayıs 2011 Perşembe

Polonezköy macerası

5 yıl sonra ilk kez 19 Mayıs'ta tatil yaptım dostlar, çok mutluyum. Yeni işimde resmi tatillere de dini tatiller kadar önem veriliyor. 19 Mayıs'ta, 29 Ekim'de çalıştırmıyorlar. Eski işte bana en çok 29 Ekim'de çalışmak koyuyor idi. Oh, çok şükür nihayet gönlüme göre bir yere girmişim:)


Yeni iş yerimden arkadaşlarımla Mecidiyeköy'de buluştuk. Şirket araçları ve arabası olanlar organize olmuşlar, hepimizi aldılar sağolsunlar, tıngır mıngır gittik Polonezköy'e. Yeji Dohoda diye bir mekanda kahvaltı yaptık.


Hava kapalıydı, bulutluydu ama ılımandı. Mekan devasa bir kırsal alandı, uzaklarda yemyeşil dağlar tepeler, etrafta çardaklar, ağaçlar, hamaklar...  gerçekten doğa ile bütünleşebileceğimiz bir yerdi. Biz maşallah 30 kişi olduğumuzdan önce tahta masalar birleştirilip uzuuun bir sofra hazırlandı. Sonra garsonun biri tek tek tabakları dizdi. Ardından aheste beste tek tek çatal bıçak yerleştirdi masaya, ay içime afakanlar bastı, açlıktan gözüm döndü:))). Garson o kadar ağrdı ki nihayet ekmek sepetleri sofraya geldiğinde kuru ekmeğe saldırdık. Peynir, zeytin, domates, yumurta çok geçmeden sofralarımızı şenlendirdi. Fakat mekandaki servis çok ağırdı, ne istesek çok sonra getiriliyordu, epey de çayları bekledik, bu yüzden masalar arası şenlikli değiş tokuşlar yaşandı. Sen bana bir sigara böreği ver, ben sana bir kaşar vereyim gibilerden anlaşmalar duyuldu:))) Sonradan "hani size bi tane börek vermiştik ya, onu geri istiyoruz" diye sukoyuverenler bile çıktı ahahaahha.


Nihayet minik karınlarımızı doyurduk. Sonra enerjik bir grup istop, voleybol oynadı. Ben suratıma top çarpmasından çok korktuğum için kaçıp saklandım. Öyle bir fobim var nedense. Etrafımda top oynanması beni huzursuz ediyor, o top illa gelip beni bulacakmış sanıyorum.


Sonra biraz etrafta yürüdük, yamaçtan aşağı indik, ben az kalsın dallara köklere takılıp uçacaktım bayır aşağı:))) Aşağıda bi tane boklu dere bulduk, leş gibi kokuyordu, biz de geri döndük.


Sonra birileri tavla oynadı, birileri fotoğraf çekti, futbol maçı yapıldı, tezahüratlarımızla şenlendirdik mekanı:)) Türk kahvelerimizi içtik, fallarımıza baktırdık. Bana uzun bir yol ve de bir adet kısmet çıktı ahahahaha. Seyyahat olsun keşke dostlar, o kadar özledim ki gezmeyi!

Bokludere

Öğlen olduğunda artık yağmur atıştırmaya başlamıştı, arabalara doluştuk, beni Levent'e bıraktı arkadaşlar sağolsunlar. Gelmişken Metrocity'e girdim, LCW'den renkli güzel bir bluz aldım ama yine çimen yeşili pantül bulamadım. Bershka'da denedim de, totom bi acayip geldi gözüme, kalıbını sevmedim:)) En sevdiğim skinny kalıp Topshop'un Baxter modeli. O yüzden Levent'ten metroya atlayıp Taksim'e geldim, artık yeşil olmasın, normal  bir jean pantolon alayım diye Topshop'a baktım ama Baxter'ın istediğim renginin bedeni yoktu. Tüh ya, olsa idi eğer %20 indirimden faydalanacaktım, ama bazen olmaz!


O zaman ben de geçen gün alamadığım ve aklımda kalan Wladimir Bartol'un FEDAİLERİN KALESİ ALAMUT isimli romanını alıp evime döndüm. Şimdi de kitaba başladım, gayet akıcı ve merak uyandırıcı.

Yarın akşam iş çıkışı Nişantaşı'ndaki büyük Topshop'a gideyim diyorum, bir tane pantolon istiyorum yahu!
Haftasonu da kızçelerle buluşacağım, yani çok yakında yeni maceralarımla yine sizlerle olacağım benim canımdan çok sevdiğim izleyicilerim:)))

xo xo

10 yorum:

  1. Ne guzel gun olmus hem de yeni is arkadaslariyla, super!

    YanıtlaSil
  2. polonezköy de yemek yemek iyi değil bize de yağ içinde yüzen tavuklar sunulmuştu işyeri sahibini sorduğumda sinirle kadın saklanmıştı camın arkasına, sevmedim ben

    YanıtlaSil
  3. bugün biz de gitcektik, hava kötü diye vazgeçtiydik =)

    feadilerin kalesini ben de almıştım ama bitiremedim

    bakalım senin görüşlerin nası olacak

    belki bi daha denerim sayrnde ;)

    YanıtlaSil
  4. Aslısın : kaynaştım insancıklarla, güzel oldu Aslıcığım:)

    Handan : Evit yaaa nerede Emirgan kahvaltısı neree Polonezköy kahvaltısı. Ama doğası güzel idi.

    Euphoric : Başladım okumaya, baştaki harem muhabbeti bayıktı gerçekten, Hasan Sabbah meydana çıksın diye bekliyorum bakalım:)))

    YanıtlaSil
  5. ayy yeşillikler içine kaçmak istiyorum bennn...

    YanıtlaSil
  6. Bizim Antoni Bey'in mekanına gitmişsiniz:) Çok saygı duyduğum biridir kendisi (ama mekan için tuzlu diyorlar)

    YanıtlaSil
  7. Zoikuş : yeşillikler bana kaçıyordu az kalsın bebeğim, dallar kökler üzerime üzerime saldırdı:)))

    rock lee : kişi başı 15 tele idi, ama yani doyasıya ve güzel kahvaltı istiyorsak 30, 40 tele verip Emirgan ya da Baltalimanı'na gidip keyif yapmalı. yok ama kırlarda bayırlarda otlamak istiyorsak Polonezköy'e gitmeli:)

    YanıtlaSil
  8. yeniişten memnun olman nasıl güzel:)
    yazı güzel ama ben en çok kızçelerle haftasonu maceralarını seven,canından çok sevdiğin izleyicilerden biriyim:))))))

    YanıtlaSil
  9. aman bişey degilmiş o zaman yaw

    YanıtlaSil
  10. Cepaynası : gidiyorum birazdan kızçelerle buluşmaya, ama bugün kadro az olacak

    rock lee: hee, hiçbir şey değildi valla

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.