6 Ağustos 2011 Cumartesi

Çok Pis Gaza Geldim

Yine yazı yazmadan koca bir hafta geçip gitmiş, halbuki hafta ortası da mutlaka birşeyler yazmak istiyordum. Ne yazık ki gece erkenden kafamın önüme düşüp kendimi yatağa zor attığım tuhaf bir dönem geçirmekteyim.

Bu hafta İstanbul'da havalar serinledi, serinledi derken yine 29 derece ama günlerdir far far esen poyraz fırtınası hepimizi serseme döndürdü. İstanbul'un lodosu meşhurdur bilirsiniz, adamı hasta eder, çatıları uçurur. Kediye bile dokunur lodos havası. Poyraz öyle hasta etmiyor ama havayı serinletip kamçı gibi insanın suratına çarpıyor. Öyleki bir kaç akşamdır ayıcıklı pazen pijamalarımı giydim, işe giderken de sandaletleri bırakıp çorap-converse'e geri döndüm. İlk kez Ağustos'ta çorap giydim herhalde, bu sene ne acayip geçti mevsim, anlamadım.

o da pijamasını giymiş (benim kedim değil, college humor'dan arak)

Çarşamba akşamı iş çıkışı buluşması ayarladık. Ben de aksilik o gün evden çok acele çıktım, 7 otobüsünü kaçıracaktım az kalsın. Öyle olunca da kolye molye takmadan fırlamışım, ayağıma da komik uğurböcekli Birkenstock saboları geçirmişim, çünkü çorap ve ayakkabı giyecek vakit yoktu. Böylece altı kaval üstü Şişhane vaziyette akşamı edip Taksim'e gittiğimizde önce Accessorize'a gidip kendime bir kolye aldım hemen. (Şu %70 indirimden kaptığım 5. kolye oldu bu). O gün köpekli tişörtümü giymiştim, köpeğin kafasında su yeşili gülünç bir fiyonk vardı, işte tam o su yeşili renginde bir sıra boncuk alıp kasada parasını ödeyip taktım hemen, içim rahatladı:)))

Yemek için Midpoint'e gittik. Amannn, nasıl bir esinti, nasıl bir fırtına anlatamam, hepimiz battaniyelere sarındık ama ben yine de titredim. Ne yediğimden ne içtiğimden birşey anladım. Sonunda 2 tane kahve içtim de midem ısındı, ondan sonra sohbetlere katılabildim. İşte tam bu esnada ardım yel aldı sanırsam dostlar, bende bir gaz bir gaz! Sanki Doktor Proktor'un meşhur tozundan içmişim gibi, yoğun kavurucu bir gaz kütlesi midemi doldurdu, inanamadım halime. Allahtan eve dönmek için metroya kadar yürüdük!!! :)))

.
Efendime söyleyeyim, bu hafta Tumblr'a merak saldım. Realfiesta adını alayım bulunsun, dedim; sonra da madem öyle bloga koymadığım fotoşları koyayım diye düşünüp öncelikle kedişin bir sürü fotosunu yükledim tumblr'a. Farkettim de heyvanın ayakta pozu yok, mütemadiyen yayıp yatıyor, şişko!

Aha link bu : http://realfiesta.tumblr.com/

Sonracığıma, bizim şirkette ramazanda yemek çıkmıyor, etrafta arabasız gidip yemek yenecek bir mekan da yok, hepimiz oruç tutmak zorundayız. Biz tutamayanlar da evden beslenme taslarımızla yiyecek getiriyoruz, bu da başka bir can sıkıcı durum. Ben üç gün sağolsun anneciğimin yaptığı taze fasülyeden getirdim, ye ye bitmedi fasülye, evdekiler de aman bana kalsın diye yememişler hiç. Artık dördüncü gün isyan ettim, neyse Esin bizi arabasıyla Breads'e götürdü. Cuma günü de Marmara Forum'a götürdü,  oh 2 günü böylece atlatmış olduk fasülyesiz.

Cuma günü güzel bir şey oldu, bilgisayar aldıydım ya, Bonus karttan 30 tele ödül geldi, ama hemen harcaman lazım, yoksa geri alıyorlar. Ben de 3 yeni kitap aldım idefix'den hemen puanlarımla:)) Bu sabah kahvaltı ederken de kutum geldi:)) İşte aldıklarım:

Pemberley'den Mektuplar (sabah sabah okudum bile)

Uçabilen Kız (bunu da bugün okuyacağım, epeydir merak etmekte idim)

Uyuyan Güzel (hayır, masal kitabı değil, yeni bir polisiye serisi ile tanışma kitabı, beğenirsem fuardan serisini alacağım)

Dün gece de eve gelirken kitapçıya uğrayıp kendime Vög dergisi aldım, Amerika ve İngiliz versiyonlarını. Sarah Jessica Parker'lı Amerikan versiyonu bitti, Kate Moss'lu İngiliz versiyonu başladı. Seviyorum bu dergiyi dostlar. Asla alamayacağım mücevherlerin, asla giymeyeceğim kıyafetlerin, hiç görmeyeceğim mekanların fotoğraflarına bakıp; benden alabildiğine uzak başka yaşam formlarına bir nevi uzaktan dikizlemek hoşuma gidiyor herhalde:))

Kitaplı, dergili, oyunlu güzel bir haftasonu; kahvemi de yaptım, keyfim yerinde. Hepinize pozitif enerjilerimi gönderiyorum.

xo xo

7 yorum:

  1. ayy hepp benim beğendiğim kitaplaı almışsın! bitince söyle nasıldı diye :)
    bi de üşümeyi özledim, bence şanslısın :)

    YanıtlaSil
  2. evet ya nasıl soğudu hava, sonbahar mı geldi ne.ben de şimdi sahura kadar oturucağım ya balkonda esiyor, battaniyeye sarıldım :))

    YanıtlaSil
  3. Miacım : ben kedi gibiyim, ayaklarımın ıslanmasını bir de üşümeyi sevmiyorum :)))))

    Buket : oohhh balkonda far far keyif, arkan yel almasın ama canım benim gibi dikkat et:))

    YanıtlaSil
  4. donuyorum, üşüyorumm, hasta yatıyorum kaç gündür.
    bu far far esintiye sevinsem mi üzülsem mi bilemez haldeyim?
    pemberleyden mektuplar nasıl - beğendin mi?

    YanıtlaSil
  5. ALDIM POZİTİF ENERJİLERİ:)
    (yanlışlıkla capslka basmışım,ama silemem şimdi bu büyük harfleri özür)
    kıskandım judyciğim esintili serin havayı,yanıyor güney...şikayet etmiyorum yinede,unutmadım 'yaz gelmedi' diye sızlanmalarımı:)
    vouge aldım birkaç kez ama...ağır çok altında ezilmekten korktum:P

    YanıtlaSil
  6. Aslı bi yerlere gitmiyor musun? İzin hakkın var mı yeni işyerinde?

    YanıtlaSil
  7. Euphoric : evett beğendim:)

    Cepaynası : canım canım İstanbul'un sıcağı fazla uzamadı , bu geceden itibaren sağanak başlıyor ühüh

    rock lee : 1 hafta izin, hafta bayram tatilim var. gidemiyorum, çok üzülüyorum gidemiyorum diye:(

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.