İlk gün Havzan pidecisinde etli ekmek ve mevlana pidesi yedik. Bu restoran zaten Türkiye'nin en iyi pidecisi seçilmiş. Turla gelen misafirler kapılardan bacalardan taşıyor; inanılmaz bir kalabalık çok katlı restoranın her tarafından fışkırıyor idi. Buna rağmen restoran çok iyi organize olmuş, tak tak gayet organize şekilde önümüze geldi yemekler, servis saat gibi tıkır tıkır işledi:))
Etli ekmek ve emektar fotoğraf makinemin kılıfı |
Çorba ve salatayı saymıyorum, onları geçelim, assolistlere gelelim:))) Önce etli ekmek geldi sofraya, upuzun ince bir lahmaç gibi, yağlı, ancak mideyi kesinlikle rahatsız etmiyor... O kıyması, hamuru damakta buhar olup eriyor adeta... Nefis bir lezzet.
Mevlana pidesi ise artık bir cennet yemeği filan gibiydi dostlar, incecik upuzun, kenarları hafif kıtır pide kıymalı ve peynirli idi, keçi peyniri ya da tulum peyniri ullanmışlar tuzlu tuzlu... emin olamadım. Ucundan tutup başladım yemeye, muhteşemdi kesinlikle.
Mevlana pidesi |
Yağlı yağlı pideler, etli ekmekler.. Bu nefasetin üzerine bir tatlı patlatmaz isek olmazdı. Konya'nın saç arası meşhurmuş, bir tane isteyip paylaştık Lady Charlotte ile:)
Aman yaleppim... İncecik, arasına kaymak konup kızartılmış hamurun içine fıstık doldurmuşlar... Ama ne doldurmak dostlar, taşıyor fıstıklar hamurun içinden... Harikulade bir lezzet şelalesi ağzımıza dökülüyor adeta...
Saçarası |
Sadece belki biraz daha şerbetli olabilirdi bu tatlı, orta kısımlaı daha lezzetli geldi bize, kenarları kupkuru idi. Fakat damağımızda esen fıstık lezzeti fırtınası unutulmazdı:)))
Havzan'da yediğimiz bu menü kişi başı 12 TL tuttu.
İkinci gün yemek için Konak Konya Mutfağı'na gittik. Çok güzel, içi kuzinelerle ısıtılmış, düzenli bir mekan idi burası. Yemekten sonra içeceğimiz çayın bardağına kadar herşey sofrada diziliydi. Ayrıca salata ve süzme yoğurt vardı masada.
Konak ziyafeti, Konya'nın meşhur bamya çorbası ile başladı. Iy mıy sümüklü bamya deyip içmeyenler muazzam bir lezzet zevkinden mahrum kaldılar maalesef. Ben bamya sevmem, içine düştüm çorbanın. Minicik kuru bamyalardan yapılan koyu çorba enfesti. Garson kardeş "bu çorba düğün çorbası, düğünlerde yaparız" diye bir bilgi verdi, demek ki Konya'da düğün yapacaksanız bu çorbadan pişireceksiniz.
Bamya çorbası |
Çorbanın ardından minicik sarılmış etli sarmalar geldi ve lüp lüp yuttuk bunları yoğurtla. Valla bir tabak olsa yerdim açık konuşayım bu lokmacık sarmalardan. Lokum gibiydiler.
Etli yaprak sarma |
Ve büyük finalde ana yemek fırın kebabımız nihayet sofrayı şenlendirdi. Etin yağını çekerek yumuşacık olmuş pidenin üzerinde fırında helmenerek lokumsu bir mertebeye erişmiş olan yumuşacık kuzu eti, yanında mis gibi bir parça soğan ile servis edildi. Soğanı da yedik, pideyi de yedik, eti yalamadan yuttuk. Nomalde alışkın olmadığımız yağlar ile piştiği halde en ufak bir rahatsızlık vermedi fırın tandır bize. Et ile pidenin karışımından gelen yağlı rayiha ile adeta kendimizden geçtik:))
Fırın kebabı |
Daha bitmemişti, yemeğin üzerine tatlılarımız geldi. Höşmerim dedikleri helvaya benzer, damağa yapışan bir tatlı ve yine sofraların sultanı saçarası birlikte servis edildi, ikisini de yedik:))
Benim bildiğim höşmerim daha başka tür bir tatlıydı, bu yediğimiz un helvası gibiydi.
Höşmerim |
Sofraların sultanı, başımızın tacı saç arasına gelince; bu sefer tatlımızın şerbeti müthişti ama bunun içindeki fıstığı azdı. Havzan'ın hamurdan taşan fıstık şelalesi ile Konak'ın kıtır hamuru ile şerbetini birleştir, işte sana mükemmel saçarası:)))
Saçarası |
Konak Konya Mutfağı'nda yediğimiz bu menünün fiyatı kişi başı 24 TL idi. İstanbul'da bu menüye kaç para vermek gerekirdi sizce? :))
Konya mutfağı, enfes lezzeti ile aldığı tüm ödülleri hakeden müthiş bir Türk mutfağı örneği; gittik ve yedik, en ufak bir pişmanlığımız yok:)) Herkese de tavsiye ediyoruz:))
Miss Judy Abbott ve Lady Charlotte yemek ziyafetinde:) |
Afiyet olsun.
xo xo
O Mevlana pidesi kesin Konya Ereğli tulumu ile yapılmıştır, süper bir peynirdir (halam yıllarca orada yaşadı, iyi bilirim). Hepsi bir tarafa şerbetli tatlı sevmesem de ilk fotodaki saçarasında gözüm kaldı. Tam benlik, şerbeti ve tadı az, fıstığı bol. Bir daha Konya'ya gitme niyetim olmadığına göre nerede yiyeceğim ben şimdi onu:))))
YanıtlaSilAfiyetler olsun Judycan, tat olsun, kilo olmasın:))
oy! bu konya seyahatini kıskandım ben, yemek kısmını en çok da (bamya çorbası hariç belki, tadı güzeldir eminim ama görüntüsü, öhöm). höşmerim'i ben de fotodakinden bayağı farklı, helvayla alakası olmayan, peynirli bir tatlı diye biliyordum. judycim bu arada sana fb'den attığım mesajı gördün müydü düdüydü acaba? :)
YanıtlaSilBedava resmen bu kadar yemek!
YanıtlaSilUlan Begümün blog şablonuyla oynuyordum onun hesabıyla gitti yorum:D
YanıtlaSilLeylak Dalı : canım valla olabilir, tuzlu ve çok nefis bir peynirdi, tuluma yakındı tadı.
YanıtlaSilSaç arası için Konya'ya gidilmez amma Antalya yakın, Antep'e gidip katmer yiyebilirsin kuşum :)))
Tam bir pide hastası olarak ağzımdan salyalar aka aka okudum (aslında okumaya çalıştım.) bu yazıyı. Ne diyeyim, afiyet olsun :)
YanıtlaSilÇavlan : aaa evet evet höşmerimi ben de peynirli bişey olarak bilirdim, bu bizim yediğimiz bildiğin helva idi. Ama yemekler ağzına layık idi gerçekten Çavlancım, etinden herhalde, yağlı mağlı ama insana rahatsızlık vermiyor hiç:))
YanıtlaSilKorhan : Begümüm ayrıca öle lanlı lunlu konuşmaz:))) Heyy şablon yap geri gelsin alemlere Küfkedimiz.
YanıtlaSiloff diyorum sadece. hele o etli ekmek yok mu?.. neyse ben ağzımın sularını temizlemekle meşgul olayım en iyisi :P
YanıtlaSilKadirBey : Pide seven birinin Kabesi mi, Mekkesi mi işte neresiyse orası Konya, hiç durma anacım, pide turu düzenle haftasonu, inan değer o lezzete:)
YanıtlaSilTuba : ayy günah mı acaba böyle erotik pide fötöleri koyuyorum, herkesin canı çekiyor... Biyerleriniz şişmesin kııız:))))
YanıtlaSilO nasıl pide yaw 7 metre? :)))
YanıtlaSilBen olsam masanın kenarında çömelip ağzımı açardım; biri de pideyi ittirsin :))
rock lee : hemen hemen o tarz bi teknikle yedim zaten:)))
YanıtlaSil