6 Şubat 2005 Pazar

cuma - istanbul kara teslim, rustic ve kermit alemlere...

yağacak mı, yağmayacak mı? ne zaman yağacak? ne kadar yağacak, çok mu? yolda mı kalacağız? işe gelebilecek miyiz, iş bize gelecek mi derken, cuma öğleden sonra istanbul semaları kar boşaltmaya başladı üzerimize üzerimize! Allah bir panik, kıyamet, akşamı akşam ettik, arabası olan, 5’te kaçmaya başladı, sonra hepsi haliç’te tıkanıp kaldılar bir bir. biz de rustic’le ne yapalım ne edelim ayaküstü hızlı istişaresi düzenledik, çıkan karar: “eve gidip napacaz, taksim’e gidelim, çok kar yağarsa bi otlede geceleriz”



şirketten bir çıktık ki, Allah fırtına, kardan beter o fırtına uçuruyor insanı, kendimizi taksim servisine zor attık, yol bir saatten biraz fazla sürdü, tepebaşı’nda servisi aceleyle terkettik, iyice bunalıma giren şöfer abi ibo dinlemeye başlamıştı!

böylece asmalımescit’in rüzgarlı dar yollarından dolanarak tavanarası’na geldik, soframızı donattık, haydari, paçanga, patates tava, bira, layt kola... yedik içtik, sonra oralardan taksi bulup eve geldik, mahsur kalma vakası yaşanmadı, ooohhh kar demedik, buz demedik eğlendik, müthişiz biz!



kaybedecek vaktimiz yok baba! bak mesela rustic hiç uyumuyo artık zaman kaybetmemek için!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.