Bugün ne zamandır planladığımız Fener - Balat gezimizi yaptık sevgili seyirciler. Yıllardır aile toplantılarında masal gibi dinlediğimiz eski kırmızı tuğla ev, Rum arkadaşlarla beraber büyüdükleri mahalleler, 6-7 Eylül olaylarında arkadaşlarını saklayıp yine de kaybetmeleri, sonrasında değişen muhit, işte bugün hepsini görmüş idim.
İşte o ev bu idi:
Fotoğrafın sağ tarafında, bu muhteşem kırmızı tuğla konağa yaslanmış metruk ahşap bir ev görüyorsunuz. İşte o da annemin babalarının evi! Fakat ona hiç yaklaşamadık, her yeri kapatılmış, evlerle sarılmış, arka bahçesine bir sürü apartman dikilmiş. Onun ancak uzaktan fotoğrafını çekebildim:
Bu evi 1945 yılında almışlar, ondan önce Balat'ta oturuyorlarmış. Sonra babam 1960larda Almanya'ya çalışmaya gitmiş, Mercedes fabrikasına... Tabii Avrupayı gezmiş ve Paris aşığı olup 1964 yılında İstanbul'a döndüğünde , mahalledeki evlerin arasına gerilmiş iplerden sallanan çamaşırları görünce derhal buralardan gitmeye karar vermiş, böylece Baltalimanı'na taşınmışlar. 30 sene önce de Bebek'e...
İşte böyle Fener'in daracık sokaklarında dolanıp durduk ... Ya buradan taşınmasalardı, ya buralarda büyüseydim?? Valla Boğaz'ın gözünü seveyim, mümkünse Bebek'te öleyim ve buraya gömün beni dostlar, işte uygun bir yer bulursunuz Bebek parkında... hahaahahaha
Gezimizin sonunda Kırmızı Mektep'e çıktık (Özel Fener Rum Lisesi) Bence eski İstanbul siluetinin en etkileyici parçalarından, ne bileyim o renginden mi, çok hoşuma gidiyor.İşte bu kırmızı tuğladan yapılmış olan 2 bina var, biri bu lise, diğeri de babamların eski evi
Dönüşte Balat'tan yürüyüp oraları da gezdik.
Babam bu Agora meyhanesinde fıçıların üzerine oturup kafayı çekermiş arkadaşlarıyla :))) Şimdi pastanelerde buluşuyor moruklar:))) 50 yıllık belki daha eski arkadaş olmak, nasıl bir şey dostlar? Biz o kadar ömür yaşamadık bile...