EZEL 49. BÖLÜM SPOILER
MUTLU YILLAR
MUTLU YILLAR
Çünkü Serdar ölmemiş. Eyşan öldürememiş babacığı. Ulan sen bu adam yüzünden tecavüzlere uğradın, hırsız oldun, herşeyini kaybettin. Yine de çok seviyormuş mış muş. Bu yüzden biz 49. bölümde aslında 48. bölümün tekrarını izledik, Serdar'ın ölümünü anlatan 2. bir bölüm, yuh! Yahu madem aynı şeyi anlatacaktınız, çekmeyeydiniz bu bölümü, bu hafta boş geçseydi, haftaya bomba gibi bi bölüm izleseydik?
Ayrıca senaristler neden acaba yanlarına bir zaman çizelgesi alıp, olayları onun üzerine tarih sırasına göre çizip öyle çalışmıyorlar? Mesela Ramiz'in ilk oğlu, 1974'de doğdu, nüfusa 1975'de kaydedildi. Mezartaşında da 1975-2001 yazıyordu zaten. İlk sezondan biliyoruz ki; Selim 2001'de öldürüldüğünde yanında 9-10 yaşlarında ilkokula giden bi çocuk vardı: sonradan SEKİZ diye tanınan küçük Ramiz Karaeski. Selim'in oğlunuın 2001'de 9 yaşında olması, 1992'de doğmuş olması demek. Yani Selim 18 yaşındayken. Ahhh senaristler ah, hadi bunu yedik diyelim. O vakit 2010 yılında küçük Sekiz'in 18 yaşında olması lazımdı, halbuki kendisi 25-30 yaşlarında, maşallah yıllardır askerlik yapan bir komando idi. Hoş belki de senaristler bunu böyle yazmamışlardı ama yapımcı illa Kıvanç Tatlıtuğ'u oynatacağım diye hikaye kurgusunun içine etmiş de olabilir. Hep dediğim gibi , Kıvanç Tatlıtuğ'u zorla Ezel'e sokacağız diye yaratılan Sekiz hikayesi, Ezel'in ikinci sezondaki çöküşünün başlangıcı ve en büyük sebebi olmuştur. Kıvanç gelmeyecekti bu diziye. Torunu da artık orijinal hikayede nasıl yazıldıysa, öyle oynanacaktı.
Ooof, beklentimi çok yüksek tuttum ben Ezel'den. İkinci sezonda Kenan Birkan'la dehşet bir zeka ve güç savaşına gireceklerini sandım. İlk sezondaki gibi istikrarlı gidecek senaryo sandım. Maalesef hayal kırıklığına uğradım.
Bu bölüm olanlar :
Ezel silah ihalesi için teklif verdi, Yusuf Eğir sinirden kudurdu.
Dayı, Ali, Azad dayılar konseyi ile toplantı yaptılar.Konseyin başı Necip'i Yusuf'la görüşmeye ikna ettiler
Ezel ile Tefo, Serdar'ı bıraktıkları depoya gidip ortalıkta kimsenin olmadığını gördüler.
Cengiz eve geldiğinde Eyşan'ı elleri kanlı ve tırlatmış buldu "Ezel babamı öldürdü" dedi manyak Eyşan. Sabah apar topar çıktı evden. Onu durdurmaya çalışan Cengiz'e "Babam ölmeden cinayeti Cengiz planladı, Ömer müebbet yesin diye, Ali de kabul etti dedi" diye terslendi. Cengiz tırstı. "Kenan güvenliği çekmiş, herşeyi o planlamış, ona güvenme" dedi. Eyşan çekip gitti.
Bizim elemanlar barda kahvaltı yaptılar. Eyşan arayınca Ezel onunla yüzleşti. "Sen olmasan baban bunların hiçbirini yapamazdı, o zaman da durdurmadın onu şimdi de." Eyşan babasını arabayla kaçırdı, ama Tefo peşlerinde idi.
Serdar "kötü adamlar da sever çocuklarını" dedi Eyşan'a.
1974
Ramiz gazinonun işletmesini Kenan'a bırakıp kumarhaneye çekilmiş. Kenan onun Selma ile film işi yüzünden küsüştüğünü, o yüzden gazinoya gelmediğini sanıyordu. Ramiz yılbaşı programını görmek isteyince Kenan çıktı, biraz sonra Selma geldi içeri. Yılbaşı programının sonuna "Bir İhtimal Daha Var"ı koymuuşlar, Ramiz'in belki geleceğini ümid ediyordu. "Hiç birşey için geç değil" diye yalvardı. "Sen beni unuttun mu, ben seni unutmadım" diye ağlandı. O esnada telefon çaldı, Ramiz konuştu, sonra "bir oğlum oldu" diye müjdeyi verdi Selma'ya.
2010
Dayı, ceylan gözlü kızına "kiminle aile kurduğuna dikkat edeceksin" diye öğüt verdi. Azad "Birşey yok, başlamadan bitti zaten" dedikçe "başlamadan bittiyse yandık kızım, fena çok fena" diye ona takıldı.
Dayılar konseyi başkanı Necip Yusuf'u aradı, toplantıya çağırdı. "Etleri sen getir, ben burada keseceğim, dostlarla meclisi kuracağız"
Serdar Cengiz'i arayıp yardım istedi, adresini verdi. Cengiz adresi Kenan'a götürdü. O da Cengo'nun yanına Temmuz'u katıp ikisini beraber Serdar'ı öldürmeye yolladı. Ezel ve Tefo da Serdar'la Eyşan'ın peşinde idiler. Arabada geyiğin belini kırarlarken Ezel Tefo'dan Bade hakkında bilgi toplamasını istedi. Bade bu esnada Şebnem ile dedikodu yapıyor, Ezel ona ilgi duyuyor mu, öğrenmeye çalışıyordu.
Cengiz Şebo'yu aradı, Ramiz'in yerini öğrenmesini istedi. Yani kossskoca Kenoş Birkan hala Ramiz'i bulamadı ya, hayretim olsun dostlar.
Temmuz, Tefo, Serdar arasında bir kovalama yaşandı. Serdar arabaya binip Eyşan'la kaçtı. Temmuz bunu vuracakken Cengiz mani oldu, çok kızdı bizim katil, Cengiz'e tokat attı; Cengiz de ona yumruk çaktı. "Artık senden korkmuyorum, eskiden yalnız kurtken birşeydin, şimdi paralı köpek oldun" dedi. "Doğru" dedi Temmuz. "Ama öyle kalmak zorunda değil" dedi Cengiz. "Sana ben bir iş getirsem". "Bir resim, bir isim" dedi Temmuz. "Herkesi kabul etmem, paramı peşin alırım, el sıkışmam". Kuralları bunlardı.
1974
Ramiz oğlunu görmeye Antep'e gitti. Tabii İstanbul'dan Antep'e bu çocuğu nasıl koydu, orası muamma ahahaah Dayı, Dayı sen nelere kadirsin? Selma ise "bitti" die ağlıyordu kuliste. Kenan'dan huysuzlukları için af diledi. Kenan da ona hediye verdi. Kürktü galiba, dikkat etmemişim. Ramiz karısını ve oğlunu İstanbul'a getirmeye karar verdi.
2010
Dayılar konseyi toplandı, Ali kapıda el pençe divan. Bu sahne aynen Baba 3'teki toplantı sahnesine benziyordu, hani pencereden helikopterin ateş açtığı sahneye.
Yusuf Eğir "eski günleri hatırladım, o zaman kapı önünde el pençe divan beklerdim" dedi. Ali abi de "boynuz kulağı geçmiş, tebrriikk" dedi. Çok şahane tebrik koyuyor bu Ali abi ya ahahahah. Yusuf "Ezel'in tecrübesi yok" deyince Ali "bu işte tecrübe değil, zeka konuşur" dedi, Yusuf "bir sus ta konuşsun" diye yapıştırdı ahaahah. "Yaşınıza hürmeten geldim, siz de gücüme hürmet edin. Yoksa neler yapabileceğimi biliyorsunuz". Ali o zaman buna atarlandı, "Biz senin ne yapabileceğini bilmiyoruz, sen susup dinle, onlar karar verecek. Çünkü sen de bu adamın neler yapabileceğini bilmiyorsun". Necip "Seneler önce kantarın topuzu kaçtı, eskiler unutuldu. Ama bugün bitecek, hepsinin karşılığında sen silah ihalesinden çekileceksin. Ben raconu kestim, ihale Ezel'indir" dedi. Yusuf kudurdu, "kimsiniz ulan siz, kabul etmiyorum, bittiniz siz, raconmuş" diye bağırıp gitti. Dayılar konseyi de kalkıp Ali'nin elini sıktı, adını tanıdı. Teallaam.
Yusuf olanları Kenan'a anlattı. Kenan "heyet racon kesiyor, senden ödün vermeni bekliyor" deyip ona ödün vermesini öğütledi. "Karşılığında da Ezel'i iste" dedi.
Eyşan babacığı o ilk bulduğu izbe otele getirdi. "Seni hiç affetmeyeceğim"
Ezel, Ali ve Cengiz yanlarına geldiler. Cengiz "Ezel mesaj attı" dedi. Serdar yukarı kaçtı. Berikiler yüzleştiler.
Ezel "bu gece öğreneceğim" dedi. "Oyunu Serdar kurdu, peki siz nasıl evet dediniz?"
Ali hemen "evet" dedi ."o kadar kolay mıydı abi?". "evet". Eyşan'la Cengiz "hayır" dediler. Ezel "Cengiz Eyşan'ın önünde yalan söylemez, o zaman mesajımı alınca neden hemen Eyşan'a haber vermedin?" diye lafı soktu.
Eyşan çöktü kapı eşiğine, ağlamaya başladı. Ezel "ben sana onların vermediği küçük bir şans vereceğim" dedi. Kulağına birşeyler söyledi, sonra gitti, ardından Ali, sonra Cengiz gittiler. Eyşan yukarı çıkıp "bitti baba, gittiler" deyince babası çok sevindi. "Birsürü oyun oynadık, sonuncu oyunda kızım babasını kurtardı".
Yılbaşı akşamıydı, herkes kutlamada idi. Ezel Mümtaz'lara gitti, hacı Mümtaz amca Can sevinsin diye çam ağacı getirmiş eve, süslemişler:))) Selma ile Dayı da ağaç süslemiş içiyorlardı, Selma sarıldı 40 yıllık aşkına.
1974
Ramiz evde karısı Rabia ve oğluyla yılbaşı kutluyordu. (Allah allah bu yılbaşı merakı nereden çıktı anlamadım, yılbaşı özel programı yapacaktıysanız, Kenan Birkan'ın kirli zevkler şatosunda yeni yıla girmeyi tercih ederdik, peh!)
Ramiz'in karısı radyoyu açtı, "bir ihtimal daha vaaar" o esnada Selma gazinoda söylüyordu "o da ölmek mi dersin..". Selma şarkı bitince ağlayarak kulise kaçtı. Çocuğu yatırmaya giden Rabia salona döndüğünde bi de ne görsün? Hiç birşey tabii, kaçmış deli Ramiz.
Ramiz kulise daldi, "ben seni 1 gün bile unutmadım Selma" dedi. "karımı aldatsam, kardeşimi satsam seni unutamam. Seninle olmayacağım ama seni unutmayacağım". Bu esnada Kenan ikisini görüp herşeyi öğrendi zavallıcık.
2010
Otelde yine bir silah sesi duyuldu, Eyşan koşarak kaçtı, ardından Ali girdi otele.
Ezel evin içinde Mert'i gördü, onu takip ederek dışarı çıktı. Ruhu huzura kavuşan Mert "Abi sen burda kal artık" dedi ona, ghost whisperer Ezel "kalacağım, sen git" dedi ve Mert ışığa doğru yürüdü.
xo xo
ben ezel takip etmiyorum. behzat için de hazırlasana böyle postlar?kamuoyunun böyle bi beklentisi var senden:)
YanıtlaSilEzel evin içinde Mert'i gördü, onu takip ederek dışarı çıktı. Ruhu huzura kavuşan Mert "Abi sen burda kal artık" dedi ona, ghost whisperer Ezel "kalacağım, sen git" dedi ve Mert ışığa doğru yürüdü.
YanıtlaSilBu yoruma koptum :) Valla dediğim gibi sıkıldım ben ara ara açıyorum kanalı sonra değiştiriyorum yine. Mala bağladılar iyice. Bir sürü mantık hatası var. Bir yere bağlayabilseler bari.
hahahah aynen öyle oldu la sen nası tutuyon bunları aklında:)
YanıtlaSilMehmet: valla yazamam Behzat'ı. Seviyorum izliyorum ama içimde öyle bir heyecan yaratmıyor Behzat Ç. Ezel böyle özeti çıkarılası, kitap gibi bir dizi. Senaryosu, oyuncuları, yan rollerde bile çok başarılı aktörlerin oynaması ve yönetmenin yarattığı dünyası ile Ezel bu kadar emeği hakeden tek dizidir nazarımda. Behzat iyi hoş da, Behzat işte. Senaryo zayıf, bölüm oyuncuları dökülüyor. Ezel'i, en azından o güzelim ilk sezonu izlediğim gibi heyecanla, ekrana yapışarak hiçbir diziyi izlememiştim ben, başka bir dizi için bu kadar yazı yazacağımı da sanmam:) Bir zaman vakit bulursan şu ilk sezonu izleyiver, sadece o efsanevi sezon finali için bile bütün sezonu izlemeye değerdi Ezel'in ilk sezonu:))
YanıtlaSilJoey artık sıvadılar, neyi nasıl bağlayacaklar, bu hatalara nasıl kılıf uyduracaklar bilemiyorum. aslında herhalde hiç kılıf bile uydurmayacaklar, öyle boşverip geçecekler. nasılsa ne dayasalar izliyoruz ya:((
Zoikuş, bi yandan diziyi izlerken bi yandan haldır haldır not tutuyorum, yoksa hayatta anımsayamam bunları:))
son paragrafı izlerken koptum resmen. bende birebir aynısını düşünmüştüm:) ahanda mert ghost whisperera bağladı ışığa yürüyor diye:))
YanıtlaSilyalnız çok çok tebrik ediyorum seni, muhteşem ayrıntılı özenli bir yazı yazmışsın. dizinin senaryosu bu kadar değildir heralde. kerem çatayın kesinlikle sana ödül falan vermesi ve resmi yayıncı kuruluş, bilir kişi ilan etmesi lazım seni:) çokta ciddiyim..süper bir yazı.
Alkım çok teşekkür ederim:) ben bu Ay Yapıma mail yazdım, bak öyleyken böyle, ben bu kadar yazıyorum ediyorum, beni sete çağırın da çekimi izleyip yazayım dedim, hiç kaale almadılar, halbuki el üstünde tutmaları lazım, değil mi? :)))))
YanıtlaSil