Dün akşam yayınlanan
YENİ HAYAT bölümüyle Ezel, bu topraklarda yazılmış en iyi iş olduğunu bir kere daha kanıtladı. 21 Haziran 2010 günü yayınlanan sezon finalinin adı
İKİNCİ HAYAT idi. Bu bölümde Ezel karakterinin intikam hikayesinin sonuna gelinmiş, bütün düşmanlar karşı karşıya ölümcül bir pozisyonda iken zaman durmuş ve bizler 6 ay sonrasından bir sahne izlemiştik. Bu sahnede, bütün karakterler bir oyun masasının başında idiler ama tüm taraflar değişmiş gibiydi, kimse başlangıçta bulunduğu tarafta değildi. Üstelik Dayı kötürüm olmuştu. Neler olduğunu öğrenmek için aylarca 2. sezonu bekledik, ikinci sezonun ilk bölümünde Kenan Birkan ile tanıştık, sonrasında maalesef Kıvanç Tatlıtuğ'u diziye zorla sokuşturmaları sonucu, hikaye oldukça zedelendi, mantık hataları oluştu ve diziye oldukça bağlı olan bizler hayal kırıklığına uğradık. (Ben bunu senaristlere değil yapımcıya bağlıyorum, Kıvanç'ı sokmasa olmazdı sanki!)
Böylece aylar boyu Ezel'in inişli çıkışlı bir tempoda ilerleyen ikinci sezonunu izledik, taraflar değişti, insanlar değişti, ne bileyim ilk sezonda Mert'i bile çekinmeden vurabilecek bi adam olan Ali abi, böyle sevimli bir kabadayıya dönüştü. Dayı'nın belki de Kenan'la olan hikayesinde haksız taraf ve de godoş olan arkadaş olduğunu gördük. Benim yine Kıvanç'ı hikayeye zorla sokmalarından ötürü doğduğunu düşündüğüm hasarlardan ötürü tökezleyerek son bölümlere geldik, son haftalarda belirgin bi şekilde toparlanan dizide nihayet 52. bölümle beraber, 6 AY SONRAsı gelmiş oldu ve tüm karakterler, bizim Haziran ayında izlemiş olduğumuz şekilde oyun masasının etrafında dizildiler.
Bize taa Haziran ayında Dayı'nın kötürüm, Şebo'nun hain olduğunu söylemekten çekinmeyen şahane senaristlerimiz, tam 18 haftada herşeyi o noktaya getirmişlerdi işte. Dayı'nın neden ve nasıl kötürüm olduğunu, Şebo'nun hainliğinin iç yüzünü, Ali'nin nasıl olup da o masada Dayı'nın yanında durup, Tefo ile Ezel'in ayrı bir saf oluşturduğunu; herşeyi biliyorduk artık. Ve dün gece, 52. bölüm sanki aynı bölümmüş gibi, sanki geçen hafta yayınlanmış gibi, 33. bölüme bağlandı; dayının alıntıları ile, sahne geçişleri, karakterlerin söyledikleri ile, 33. bölüm ile 52. bölüm; ilk sezon ile ikinci sezon birbirine geçti, kenetlendi ve bağlandı. Tek kelimeyle eşsiz bir başarıdır bu bence. 2. sezon boyunca pek çok laf ettiğim senaryo ekibine sadece efsanesiniz diyebiliyorum. Ve Kerem Deren'in olgunluk çağı eserini çok büyük merakla bekliyorum.
EZEL 52. BÖLÜM SPOILER
YENİ HAYAT
Bölümün başında Badecik Ömer'in ailesine kendini beğendirmeye çalışıyor, çay may demliyordu. Kızcağızı mutfakta kıstıran deli Meliha; Ezel'in ilk aşkından bahsetti, onu mahveden o kadın filan diye anlattı. Badecik ise en kötüsü geçmiş, artık bundan sonra gelen onu üzemez gibilerden olumlu konuşmaya çalıştı.
Ezel'in telefonu çaldı, arayan Dayı idi. "Alem oynadı yerinden, artık sahneye çıkıyoruz yeğen" dedi, "yarın bana gel" dedi, sonra da "yeni hayatına hoşgeldin yeğen" dedi. Ezel telefonu kapatıp evine baktı, bahçeyi doldurmuş korumalara baktı, acaba o hangi hayatı istiyordu?
Eyşan dönüp eve geldi, Cengiz'le didişti. Kenan aradı Cengiz'i, televizyonu açtırdı, Eğir'in ölüm haberi vardı kanallarda. Ve yasadışı silah işiyle olan bağlantısından bahsediliyordu. Cengiz "Aa kim yapmış, Ramiz mi?" diye kıvırmaya çalıştı, Kenan güldü, "Ramiz, Ezel, sen! Yarın bana gel" buyurdu. Ödü patladı Cengo'nun. "ne yapacaksın?" , "hayatını değiştireceğim!".
Ertesi gün, Cengiz Kenan'a giderken, Ezel de Dayısına sürüyordu arabasını, güzel sahnelerdi bunlar, geçiş sahnesi, süre doldurma sahnesi de olsalar.
Ezel Dayı, Ali ve Azad ile buluştu. Haftaya Dayılar heyeti toplanacaktı. Necip başkanlıktan feragat edecek, yerini Dayı'ya verecekti. Ama Dayı baş adam olduğundan o geride duracak, ön planda bi yürütücü olacaktı. Tabii doğal olarak Ezel olmalı diye düşünürken, Ali abi, " o ben olmalıyım" diye ileri atıldı, çünkü bu işte haşin kararlar vermek, adam öldürmek ve bunu duraksamadan yapmak vardı, Ezel bunu yapamazdı. Ali'nin bu lafları birden onu inanılmaz itici yaptı, Azad rahatsız oldu, Ezel bozuldu. Dayı "düşüneceğim" dedi.
Kenan ise Cengiz'le yüzleşiyordu. Kenan "Eğir'in yerine geçebilmek için Ezel'le arkamdan iş çevirdin" dedi. "Temmuz'la gizli anlaşma yaptın, ona iş verdin, bi isim, bi resim" Cengiz korkudan altına sıçıyordu bu anda. Kenan zarftan o fotoğrafı çıkarttı, kendi fotoğrafıydı bu. "Beni çok üzdün Cengiz" dedi, "çok kötü bir resmimi seçmişsin". Cengiz "Kim?" diye sordu, kapıdan içer Temmuz girdi. Kenan "diz çök" diye emretti Cengiz'e. Sonra başladı tiradına, arada Cengiz kafasını kaldırdıkça "indir kafanı, indir kafanı evlaaadıım" diye ayar vermesi ise ömre bedeldi. Kenan "Yusuf Eğir iyi bir yardımcıydı, doksanlı yıllarda." dedi. "Artık o adamların devri geçti, Türkiye o adamları tasviye ediyor, görmek değil gömmek istiyor. Şimdi yeni bir dönem başlıyor, ben yeni dönemi hazırlayan adamım. Ben istediği insanı istediği yere koyan adamım.
O yüzden ben en başından beri seni seçtim. Şimdi ayağa kalkabilirsin. Hepsine ben izin verdim. Eğir'i aradan çıkarmana ben izin verdim, senin hırsın senin oyunların benim hoşuma giden şeyler, çünkü benim s**imde olan tek şey..." "KAZANMAK" dedi gözleri parlayan Cengiz. Evet Kenan Cengiz'i canlı ve yanında istiyordu, çünkü onun umrunda olan tek ama tek şey, kazanmak idi.
Böylece Kenan, Cengiz'e ayağa kalkmasını söyledi ve Cengiz İmparatorun yeni öğrencisi, apprentice'i, sith lordu oldu. Evet, kesinlikle böyle bir sahneydi bu müthiş sahne.
Azad, Ali'nin çıkışından ötürü rahatsızdı, Ali ona mahkemeden sonra konuşacaklarını söyledi. Böylece tüm ekip ortalarına Şebo'yu alıp yüzleştiler. Azad onun aslında ailesine ihanet ettiğini söyledi. Ali çok sert çıktı, saçını eline doladı, "sen herkesi satan adi bi orospusun, öyle değil misin" diye böğürdü , "öyleyim" dedi Şebo. "kardeşimi azad edeceksin, ona gerçekleri söyleyeceksin" dedi. Şebo da ağlaya ağlaya Tefo'ya "ben sana yalan söyledim, herşey oyundu, seni hiç sevmedim" dedi, yıkıldı Tefo. Sonra içeri geçip karar verdiler. Tefo aldı Şebo'yu, ormana götürdü, yürüttü, sanki Pamuk Prenses'in kalbini çıkartacak avci gibiydi Tefocuk.
Ormanda Şebo ona arkasını döndü, "yalan söyledim işte, seni seviyorum" dedi, "sen yapma, sen beni seversin, öldürürsen yaşayamazsın, bana ver silahı ben kendimi öldürürüm" dedi, aaa bi döndü Tefo yok, koştu yola çıktı, arabada oturuyordu Tefo. Meğersem kuruldan çıkan karar "sürgün" imiş. "Ezel sürelim dedi, Azad sürelim dedi, Ali sürelim dedi, ben öldürelim dedim, tek bir laf daha edersen dediğimi yaparım" dedi Tefo, busefer Şebo yıkılmıştı.
Ali ile Azad garaja dönüp yüzleştiler. Ali nihayet pis yüzünü gösterdi, küçük ağa olmak istiyormuş bu meğersem, küçük Ramiz olmak, alemin amına koymak istiyormuş. Baba olacakmış, Dayı olacakmış, o esnada yanında Azad olacakmış.Azad önce istemiyorum dedi ama sonra tutkuyla Ali'ye sarıldı, bunlar duvara çarptıra çarptıra bi güzel halvet oldular.
Aradan birkaç gün geçti. Dayılar heyeti toplantı günü gelmişti. Ramiz Dayı handaki ofisinde idi, Selma geldi yanına; korkuyordu Selo, "eski günler geri mi geliyor Ramiz?" , "O günler geliyor mu bilmem ama ben geri geliyorum" dedi Dayı. Necip'i aradı, "ben geliyorum" dedi. Necip de Kenan'ı arayıp haber verdi. Cengiz Kenan'a ne olduğunu sordu. "Ramiz Karaeski 20 yıl sonra heyetin başına dönüyor", ve Kenan hiç birşey yapmayacaktı.
Heyet toplantısı için Azad Ali'yi hazırladı. Dayı'nın yanına gidince Ali "babacım araba hazır" demesin mi ahahaha, Dayı bozuldu, Selma kızdı. "Dayı demen yeter Ali" dedi Dayı ona.
Böylece konseyde Necip başkanlıktan çekildi ve yerini Ramiz Dayı'ya bıraktı. "Bu şehre geldiğimde zengin ve büyük bir kadın gibiydi, s**er atarım zannediyordum ama ben bu şehre aşık oldum. Ama ben artık bu kadınla raks edemem, sıramı savdım, bize bu kadını dize getirecek bir yiğit lazım" dedi Dayı ve Ezel'e baktı. Ama o esnada Ali yine kendini öne attı, bi tirad çekti, "biz infaz emri veririz, biz katiliz, Ezel bu işi yapamaz" minvalinde ateşli bir söylev çekti. Masadaki ihtiyar Dayılar alkışladılar Ali'yi, benim ve de Azad'ın midemiz bulandı, ne iğrenç bi adammışsın sen.
Eyşan, Bade'nin atölyesine gidip kızla yüzleşti. Onun ne kadar basit, kendisinin ne kadar şık ve gösterişli olduğunu; Ezel'in asla kendisinden , 15 yıllık mazilerinden, güzel çocuklarından vazgeçmeyeceğini söyledi Bade'ye. Bade "ama o bana aşık" deyince "sadece beni unutmaya çalışıyor" dedi. Ezdi bitirdi Badeciği, sonra da çıktı gitti. Bade oturdu ağlamaya.
Kenan dayılar heyetine sol taşağı Kaya beyi yollamış idi. Kaya onlara Kenan'ın davetini iletti. Kenan elemanları poker oyununa çağırıyordu!
Ezel Bade'ye gitti, Eyşan'la konuştuğunu öğrenince "o bir şeytan" dedi ama nafile, Ezel'in aklı Bade'yle olmasını sölese de; kalbi ve ruhu hala Eyşan'a aşık idi. Bunu Badecik de anladı ve Ezel'den gitmesini istedi.
Ali günlerdir evden çıkmayan Tefo'yu toparlamaya gitti. Tefo ona "Dayı seni seçti mi?" diye sordu. Sonra "Dayı neden hapisanede onca adam arasından beni seçti biliyor musun" dedi, "ben kardeşimi öldürdüm, kardeş katiliyim. Dayı seni seçecek, çünkü biz sevdiğimizi öldürürüz." Geçen sezona çok güzel bir gönderme idi bu bence. Ali ise bu laf üstüne kızıp gitti.
Sokakta kalan Şebo ağlayarak Cengiz'den yardım istedi. Cengiz onu almaya geldi yollardan. "Çıkar beni buradan, ne istersen yaparım" dedi Şebo ona.
Ali bu sefer Ezel'i aradı, oyuna beraber gitmeleri gerekiyordu. "bana kızmadın di mi söylediklerime?" diye sordu. Ezel "kızmadım" dedi , "söylediklerin doğruydu, seninle derdimiz başka, ben o gücü başka birşey için istiyorum". Sonra telefonu kapattı çünkü Eyşan'a gelmişti.
Şeytan Eyşan, Ezel'in geleceğini biliyordu tabii, havuz başında pozisyon aldı; bluzunu eteğini çıkarttı, saçlarını salladı. Ezel onu hırsla kollarına aldı ama "bir daha seni öpersem kendimi öldürürüm, ben bu sefer seni değil onu seçtim" deyip gitti. Eyşan çok kızdı. Veresi gelmişti ama verememiş elinde patlamıştı yazık ne yapsın??
Ne Tefo'dan ne Ezel'den hayır görmeyen ve iticilikte rekor kıran Ali abi Dayı'ya gitti. Azad da babasının yanındaydı. Dayı'nın oturuşundan, Azad'ın kıyafetinden, o sezon finalindeki gün ve saatte olduğumuz anlaşılıyordu. Dayı "Sana assolist Selma Hünel ile kabadayı Ramiz Karaeski'nin hikayesini anlatmış mıydım yeğen?" diye sordu Ali'ye. Hikayeyi anlattıktan sonra, Ali'nin heyetin önünde yaptığı konuşmayı anımsatarak "Sen benim gibiysen kızımdan uzak duracaksın" dedi. Çünkü aynen Ali'nin anlattığı gibi bu iş çok tehlikeliydi ve Dayı kızını bu tehlikeden korumak istiyordu. Ali bi ton edebiyat paraladı, "ben senden sonra Azad için canımı verebilmek için senin elini istiyorum" dedi, Dayı gülerek elini uzatırken Azad "Hayır" diye feryad etti. Meğersem o istemiş babasından Ali'yi seçim yapmaya zorlamasını. Dayı da Azad'a "seçmez ki öyle adamlar" demiş ve haklı çıkmıştı her zamanki gibi. "Ben babamın elini sıkacak adamı istemiyorum, ben o adamı sevmiyorum" dedi Azad. "Sabah söylediklerin çok kötü şeylerdi, ben o adamı sevmiyorum" dedi . Ali ikilemde kalarak dışarı çıktı.
İşte Dayı, İKİNCİ HAYAT'ta söylediklerini şimdi YENİ HAYAT'ta söylüyordu Azad'a.
"Herkes ikinci hayatı yeni bir şans zanneder, kimse söylemez, ikinci hayata başlamak için ya dostların çevirir sana sırtını, ya da sen dostlara. İkinci hayat ilkinde ihanete uğramak değil, ilkine ihanet etmektir" sonra "sen Ramiz Karaeski'nin kızı olarak kendi kendini koruyacaksın kızım" dedi , "Zamanıdır Baba" dedi Azad.
Eyşan Cengiz'i hazırladı, sonra telefon açıp akşam oyuna geleceğini haber verdi. Ezel barda Bade ile konuştu ve aslında Bade'ye aşık olmak istediğini söyledi, yetmez miydi bu? "Bana yeter" dedi Bade "ama sana yetmez" ve çıkıp gitti.
Ve işte aylardır beklediğimiz o masa, o sahne, o an gelmişti. Önce Şebo ile Cengiz girdiler içeri. Sonra jilet gibi kıyafetiyle Tefo geldi. Meğersem Ezel Tefo'ya gitmiş. "Bade gitti" diye ağlanmış, "bizim gibi adama kim dayanır" demiş. Tefo da "
ben de tam intihar ediyordum" demiş ona elinde kafasına dayadığı silahıyla ahahahaha, en güzel repliğiydi dizinin yeminle. Ezel "gelmeden telefon etseydim" diye devam etmiş, Tefo "estağfurullah abi, mermi bol" demiş, böylece anlaşmışlar, Tefo giyinip Ezel'le beraber gelmiş oyuna.
Nefes kesen güzelliğiyle Eyşan girdi içeri. Masanın ucunda Dayı, arkasında Ali. Ezel ayrı ve arkasında Tefo. Cengiz'in yanında ise Şebo. "Hoşgeldiniz beyler" dedi Eyşan. ve kapılar açıldı, Kenan Birkan içeri girdi. "Benim oynadığım pek görülmez" dedi Kenan. "Artık yeni bir deste açıp oyunu baştan oynamanın zamanıır. yeni oyuna yeni koşullarda adapte olmanın zamanıdır. " Sonra "Bundan sonra böyle mi oturuyoruz Ramiz abi?" diye sordu. Dayı "nasıl oturursak oturalım ben hep senin karşında duracağım" dedi ona.
Ezel, pislik gülüşüyle "hazırsanız başlayalım mı oyuna?" diye sordu.
Cengiz nesine oynayacaklarını sordu. Ezel "bu ilk oyunumuz" dedi, "son oyunumuz elimizdeki herşey için olacak. Bu oyunda elimizdeki paradan değerli şeyleri koyalım ortaya". ve cebinden küçük yüzüğü çıkarttı, bir zamanlar Eyşan'a verdiği yüzüğü. "bu yüzük benim uğurum, bana ailemi hatırlayor, geçmişteki ailemi ve gelecekteki ailemi". Cengiz uğurlu kumar fişini çıkarttı, "Ömer askerdeydi, Eyşan'la çalıştığımız kumarhaneden çalmıştık. Cehenneme giriş kapım bu benim". Dayı bıçağını çıkarttı, "babadan kalma Sürmene bıçağım. Lakin hikayesini başkasından inlemek gerek."
Kenan aldı lafı "derler ki yıllar önce 12 yaşında bir çocuk fırına ekmek almaya gitmiş. 2 serseri yolunu kesip ekmeklerini almak istemişler. Çocuk 2'sini de yere sermiş, ilk leşiymiş onlar" Sonra bir alyans çıkartıp attı masanın üzerine. Ezel yüzüğü alıp yazıyı içindeki okudu ve allak bullak oldu "
Kenan - Selma 1981"
"Bu yüzük benim için, hiçbir zaman ailem olmadı, hiçbir zaman olmayacak demek Ezel " dedi Kenan Birkan. "Bütün hikayeyi anlatmamış Dayın sana".
Allahım, bu ne demek dostlar? Ramiz hapse girdiğinde Selma ile berberdi, daha sonra 1981'de Selma nasıl Kenan'la oldu ve Azad gerçekten Dayı'nın kızı mı? Neler oluyor, neler oluyor dostlar??
Oyun kimse yenişemeden devam ediyordu. Eyşan mola istedi. Tuvalete giden Ezel'i kıstırdı ve yüzleştiler. Ezel, kardeşini öldüren adamın yanında olduğu için aşağıladı onu. Eyşan "Senin için öpüyorum onu, senin için yanındayım onun. Senin için gireceğim koynuna" dedi. "Senin için kardeşimin katiliyle birlikte olacağım"
"Oyun mu?" diye sordu Ezel.
"Son oyunum" dedi Eyşan, "Sadece senin için, yeter ki sev beni, geri al!"
ve aşıklar bakışırken bölüm sona erdi.
Vay vay vay!! Artık bundan sonra kim öle kim kala, bekleyip göreceğiz.
Eyşan gerçekten Ezel'e yardım edecek mi?
Ve geçmişteki hikayenin aslı astarı nedir hocam??? Öğrenemedik şunu ya!
xo xo