Ohhh bu hafta bitti ya, şükürler olsun

Aman ne haftaydı , o kadar çok işim vardı ki artık bilgisayara bakmaktan gözlerimin aktığını hissettim dostlar. Stres de vardı, bir de üstüne 3 günlüğüne kış geri geldi, kar bile yağdı! Ama yollar filan kapanmadı yani, aksine kar yağdı diye millet arabasını evde bırakınca ben de işe rahat gidip gelebildim, üşüdüm ama, poyraz fırtınasından anamız ünledi, evin çatısı uçacak diye korktuk; kedi bile çişini tuttu, hiç bahçeye çıkmadı, düşünün! Ben de sabah akşam Sedergine içtim, çok şükür birkaç hapşırıkla atlattım sanırım bu soğukları.

İşte İstanbul'un esrarlı havası böyleydi, dün kar tipiden gözgözü görmez idi, bu sabah ise kuş cıvıltıları ile masmavi bir gökyüzünde parlayan güneş bizi karşıladı. Etrafta üç gündür kar yağdığını gösteren en ufak bir iz yoktu, sanırım bugün bahar resmen başladı. Haftaya da iyice ılıman iklim olacakmış, olsun valla, kat kat giyinmekten o kadar sıkıldım ki, sabah giyin giyin bitmiyor, akşam soyun soyun bitmiyor! Hafifleyelim artık.

Hava muhalefetinden ötürü hafta içi macera yaşamamış idim, kızçelerle buluşmadık, fakat işte de çok yorulduğumdan kitap okuyamadım, biraz Bin Muhteşem Güneş'e başladım, haftasonu onu ve Uçan Şato'yu bitirmektir dileğim.

Cumartesi birkaç arkadaşımla yemek yiyeceğiz, doğumgünümü de böyle geçireceğim bu sene. Aslında kutlu doğum haftası önümüz hafta oluyor, pazartesi doğumgünüm ama rejim dolayısıyla pasta yiyemeyecek ve içki içemeyecek olduğuma göre bu seneyi dostlarla sağlıklı bir yemekle kutlayayım dedim. Etrafımda sevdiğim arkadaşlarım olunca pasta yemesem de olur :)

Cumartesi sabahı da cesaretimi toplayım su korkunç saçlarımı düzelttirmek için bir kuaför bulmaya karar verdim. Yani bu haftanın bütün stres ve sıkıntısının üzerine bir de dünyanın en çirkin saçlarına sahip olmam eklendi. Ahh ellerin tutulsaydı da doğrayamasaydın saçlarımı İsmail! Mukaddes Ketenci'nin gazabına uğrarsın inşallah ne diyeyim. Resmen adam saçlarımın bütün gürlüğünü yok etti, tas gibi yapışan bir kafayla dolaşmaktayım, bazen bir taraf havalarda, öbür taraf yamuk, öff çok çirkin işte!!! Bakalım 25 yıldan sonra gideceğim yeni bir kuaför onları biraz hale yola koyabilecek mi? Olmadı bildiğin traş olup çıkacağım yetti artık. Bu acayip kesim yokolsun, saçım kısacık olsun, sonra da uzasın. Böyle de bir karar aldım bakalım.

Cumartesi günü kendime almak istediğim şey : Clinique Chubby Stick. Dudakları hem renklendiren hem de nemleten bir ürünmüş. Ben ruj sevmem, dudaklarımı da maalesef kemirme huyum var. O yüzden bu tarz ürünler bana daha yakın geliyor.

Ondan başka bir de dün akşam battaniyeme sarılmış Sederjinimi içmiş Fatmoş'u izliyordum. Aman o Muhteşem Mukaddes'e çok güldüm, (ekranın en muhteşem memeli varlığı) . Rahmi'yle fingirdedi ya, Rahmicik de "aman şimdi eve gelecekler" diye çekindi, "o zaman sen de elini çabuk tutarsın" demesin mi ahaahahah Allah canını almasın Muko. Halvetten sonra Rahmi'nin adeta hoşafın yağı kesilmiş bakışları da ayrı bir komedi unsuruydu. Ama sonra v-yakaları toplayıp memelerini de alıp evden kaçman kötü oldu, lütfen geri dön, deme öyle deme deme Mukaddes ahahahaah.:)))))

Ohh şu perşembe buluşmalarımız tekrar başlasa da tv izlemekten kurtulsam a dostlar!

xo xo

Sansüre karşı bildirimiz :  Bloguma Dokunma!

Blogları özgürce okuyabilmek için lütfen destekleyin : http://www.facebook.com/blogumadokunma