Taze taze bildiriyorum : yeni kuaför maceram:))))

Saçlarımın uğradığı berber faciasından sonra hayata küsmüş, hatta bunamamış bir kuaföre gidip düzelttirmeye dahi cesaret edememiştim. Fakat her gün aynada tuhaf kafama bakıp çirkinlikten içim kuruyunca cesaretimi topladım, bu sefer Arnavutköy tarafına geçip Kuaför Aydın'a dalıverdim.

Şimdi dürüst olmak gerekirse, Bebek'deki kuaför salonundan sonra Aydın'ın minik salonu eski püskü ve döküntü görünüyordu. Ama kuaför bey pek düzgün ve de titreyen ellerinden tarağı düşürmeyecek gençten bir arkadaşımızdı ve konuşması, tavırları da temiz ve aklıbaşında olunca haydi dedim, oturdum koltuğa, başıma gelenleri bir bir anlattım. Amaann meğersem bu Aydın benim kafamı doğrayan İsmail'i tanıyormuş, bir dedikodu yapmaya başladık evlere şenlik ahahahaha , yok İsmail yaşlandı da, usturayı enstrüman gibi kullanamaz da, işin kolayına kaçmış da, saçın dengesini bozmuş da... Allah İsmail'in kulakları pancar gibi olmuştur çekiştire çekiştire bi saat adamın hakkında konuştuk, ama iyi oldu benim de içim soğudu:))))

Aydın saçımı şık şık şık bi güzel kesti, biçti. "Aslında bikaç hafta kuaföre gitmemeniz iyi olmuş, 1 cm uzamış daha iyi düzelttim" dedi. Sonra "saçlarınıza sen de nereden çıktın saç! demeyin, severek konuşun" diye tembihledi , "ben saçı keserken hep severim, okşarım" diye de ekledi... Aklıbaşında demiştim ama bu da biraz çatlak çıktı galiba dostlar  ahahahahaha :))))

Oh keyfim yerine geldi, hemen post yazdım, şimdi de giyinip Taksim'e çıkıyorum canlarla buluşmaya:) Fotoğraf çekersek akşama yayınlarım:)

xo xo

Sansüre karşı bildirimiz :  Bloguma Dokunma!

Blogları özgürce okuyabilmek için lütfen destekleyin : http://www.facebook.com/blogumadokunma