26 Ocak 2011 Çarşamba

-6 Dereceye Gidip Geldim

Bizim Fransız müşterinin fabrikaya gidesi, malları kontrol edesi gelmiş. Normalde çok yüksek adetli mal yaptırdıkları için kontrolü bize bırakmış durumdalar. Öyle gelip rasgele koli açalım, kontrol yapalım filan yoktur yani. Neyse şimdi Stan'i yollamışlar. Bu çocuk 2 metero boyunda sarışın ve de bizim fabrikadaki kara kuru garibim müdürün dediği gibi manken gibi olsa da, şımarık ve sersem buluyorum ben kendisini. Bir de tırnakları dibine kadar yenmiş , ÖĞĞKKK hatırlayınca bile şu an midem bulandı, kenarları yara bere içinde, siğili de var, böyle bir çocuk işte. O berbat elleri ve şımarıklığı yüzünden hiç sevmem kendisini.

Zaten uğursuz bi oğlan olduğu dünkü havada Keşan'a gitmek istemesinden belli oldu. İstanbul ılıman iklim, yağmurlu idi, çıktık yola. Şöförümüz Halis Abi eskiden kamyoncuymuş, fırsat buldu mu 170'ten aşağı inmiyor, basıyor basıyor!! Çocuk arkada büzüldü, ödü patladı, baktı emniyet kemeri var ama takacak yer yok arkada...  içinden artık Ave Maria filam okuyormuştur herhalde ne bileyim:))))

Neyse salavat getire getire gittik, Tekirdağ'da kar başladı. Malkara'ya geldik ki, yerler kar buz, yollar berbat, etraf bomboş ve bu boşluk gözalabildiğine bembeyaz.


Yol buzlandıkça Halis abi daha çok bastı, çünkü onun felsefesine göre buzda fren yaparsan kayarsın; basarsan gidersin! O bastıkça çocuk arkada daha çok büzüldü. Çocuk büzüldükçe ben daha çok keyiflendim, bas abi bas, dedim. Korksun zezevenk. Uğursuz! Böylece fabrikaya bir geldik ki, diz boyu kar olmuş her taraf!


Neyse işte fabrika kocaman ve sıcacıktı, patronumun emekli av köpeği Korsan, geldi hemen kafasını kucağıma dayadı, onunla oynaştım biraz. Sonra bizim deveye fabrikayı gezdirdik, kafasını kapıya çarptı ahahahaah. Fabrikayı gezdikten sonra malları ölçtü biçti, bazı kritikler verdi. Sonra yemeğe çıktık, önüne ne konduysa yedi, hatta fabrika müdürünün köftesini, benim pilavımı bile yedi:)))

Yemekten sonra akşama kadar ölçü kontrolüne devam ettik, gözüm saatte, bir an önce geri dönmek istiyorum, ulan yolda kalacağız! Neyse İstanbul'daki öbür patron aradı, "çıkın hemen" dedi de oğlan panik oldu, hemen toplanıp doluştuk arabaya.

Artık yol iyice kötülemişti, bütün tırlar yolda kalmış, bir sürü araba sersefil olmuş, kimileri zincir takmaya çalışıyor. Biz bu sefer 70-90 arası bir hızla tıngır mıngır döndük. Marmara Ereğlisi'ne kadar yollar karlı buzlu idi. Beylikdüzü'nde de kar yağmaya başlamıştı.

Keşan'dan yola çıktığımızda -6 dereceydi, İstanbul'a girdiğimizde 4 dereceydi hava. 3 saatte iklim ne kadar değişiyor, şaşırmamak elde değil. Ama asıl şaşkınlığı Stan yaşadı, meğersem o Türkiye'de hiç kar yağmaz sanıyormuş. Salak! İnternetten bakmış İstanbul 15 derece görmüş, kadife gudik bi ceketle gelmişti, bütün gün titredi durdu.

O karanlık Keşan yollarından sonra İstanbul'a bir girdik, her yer şıkır şıkır, bütün binalar aydınlık, belki rüküş ama olsun pırıltılı ışıklar aydınlatıyordu her yeri. Oh be dünya varmış dedim.

Hasılı akşamın dokuz buçuğunda eve gelebildim. Allah yolda kalanlara acısın. Durumları pek fena.

xo xo

8 yorum:

  1. geçmiş olsun, bir şey olmamış neyse ki. ben karı çok seviyorum, keşke tutsa da 3 gün evden çıkamasak gibi hayaller kuruyorum şu ara. bir de kar yağınca benim eve çok zor gidiliyor, iğrenç bir yokuş var, kaç kez düşmüşümdür orda. yine de uslanmıyorum, hafif hafif serpiştiriyor şu an mesela, sürekli gidip bakıyorum tutacak mı diye :) bu arada stan'i anlatışına koptum :)

    YanıtlaSil
  2. Çavlancım, görüntü olarak ben de seviyorum; ağaçların üzerinde donup kalan karlar özellikle harika görünüyordu ama İstanbul'da kar sevmiyorum, sümük kadar yağsa bile trafik iptal oluyor, ben de kayıp düşüyorum her sene :)9 ondan sebep sevmem kışı:))

    Kedicim benekler yüzündenbazı şirketlerden bloga erişilmiyordu , şirket sansürüne takılıyordu blog, o yüzden benekleri uçurdum bebeğim. sansüre hayır diyoruz:))

    YanıtlaSil
  3. ahaha stan efsane nasıl nefret etmişsen artık :D anlatışlarına koptum:D

    YanıtlaSil
  4. ahahahaha deve kini gibi olmuş benimki sanki :))))))) develere neden kindar derler bilmiyorum, var mı acaba aslı? :)))

    YanıtlaSil
  5. oh iyi olmuş o Stane beter olsun
    nerden çıkmış bu havada keşan meşan

    ıyy ellerini görmüş kadar oldum
    tırnağını yerken kafasına vurasım geldi
    tam sakar şaban modundaymış kafayı da vurmuş =))

    sapasağlam gelmişsiniz çok şükürki
    sıcak bi salep ısmarlıyorum sana içimden judicm

    istanbuldada geçen haftadan beri tantana yapıylar kar yağacak diye
    hala tık yok =))

    neyse daha iyi hiç sevmem karı - soğuğu =))

    YanıtlaSil
  6. istanbul'a bak günlük güneşlik, ama şubat ayında kar yağar sanıyorum, istanbıl'da hep şubat ayında kar yağar.

    ah o stan'i ve ellerini uzun bi süre görmem inşallah diyorum ama birkaç aya koleksiyon vermeye gelecek sırık:))

    sıcacık sahlep bol tarçınlı olsun, bayılırımm:)

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.