4 Ocak 2009 Pazar

Sessizliğin Ekosu - Episode IV

Ayvalıkta tanımadığımız karanlık mahallelerde koşarken birdenbire memo ile kendimizi eski bir patikada bulduk .Hiç bir yere sapmayacak sandığım bu uzun ince yolda ilerlerken karşımıza çıkan yol ayrımında saatlerimiz ayarlayıp memo ile ayrılmaya karar verdik. Böylece camiye ulaşıp hocayı bulma olayımızı hızlandıracağımızı düşünmüştük.
Ben soldan soldan , memo ise sağdaki yol ayrımından gidecek , camiyi bulsakta bulamazsak ta akşam ezanı okunmadan referans noktamıza geri dönecektik.
Ben hemen sol kanattaki yoldan aşağıya doğru şıpıdık terliklerimle olanca gücümle koşmaya başladım , yolda kimsecikler yoktu, ayvalıkın bu bölgesine daha önce hiç gelmemiştim hatta böyle bir bölge olduğunu bile bilmiyor idim. Birden hatırıma gelen acı bir gerçek ile sarsıldım ; ben ezanın kaçta okunduğunu bilmiyordum kiii, süreyi nasıl ayarlayacaktım diye düşünürken hava gece olmuş gibi karardı ve kendimi çıtırlğın ortasındaki çam ağacının dibinde memo ile ilk karşılaştığım yerde buldum . allahım nooluyordu?
Derinden sessizliğin ekosu ve garip fısıldaşma uğultuları yukseliyordu , çok korkuyordum , buraya nasıl geldiğimi koşarken anlamamıştım , bu nasıl bir döngü idi , o yoldan bu kadar kısa sürede buraya gelmek imkansızdı , yoksa arada bilmediğimiz başka boyutta yolllar mı vardı ? bu nasıl bir oyundu? yoksa çarpılıyor muydum diye korkuyla titrerken , sol tarafımdan yakınlaşan ayak seslerine korkmama fırsat kalmadan , sol omuzuma dokunan bir elin ağırlıği ile sarsıldım .Kafamı çevirmemle Kamuran’ın çakmak grisi gözlerini karşımda buldum .Onu görünce yüreğim titremiş, dilim tutulmuş, konuşamamıştım. Çünkü onu görünce bana ne olmuştu allahim? bir iyi saatte olsunlara mı aşık oluyordum ?
Sen dedi , dünya etrafımda daha hızlı dönüyor , kamuran ve ben giderek büyürken etfraftaki herşey garip bir çekimle küçülüyordu.bu sahneyi bir çizgi filmden hatırlıyor gibiydim, tehlike yaklaşıyordu hissediyordum…
Etrafımdaki çıtırlıkta allı morlu türlü türlü güller belirmişti ve birden bire çıtırlığın sonunda kendimi çırılçıplak bulmuş idim. Kamuran bana bıyık altından dediğimiz tabir ile gülümseyerek uçkurunu toplayıp yanımdan kaçarak çekip gitmişti, neler olmustu ? herşey çok çabuk değişmişti, neden hayatımın bazı anları sürekli siliniyordu , hafıza kaybına mı ugruyordum , neden hatırlayamıyordum?
Birdenbire fırtına çıktı, güller kararıp soldu ve küle döndüler, Her yanı börtü böcek sardı.Allahım yoksa çıtırlıkta başıma bişey mi gelmişti? Yoksa tehlike teğet mi geçmişti? Hatırlamıyordum , hatırlayamıyordum. Kıyafetlerim, terliklerim nerdeydi?
bununla nasıl başa çıkacaktım diye düşünürken , karanlıkta kedim sürtükü gördüm ama o da neydi etrafta onlarca sürtük vardı , sürtük 7 sülalesini toplamış ve beni sahibesini kurtarmaya gelmişti. Sürtükün ve ordusunun dilinden çıkan kıvılcımlar kora dönüşerek etraftaki tüm börtü böceği yalayıp yutuyordu. Sürtükün dilinin değdiği yerlerde yeniden güller bitiyordu. Sürtük ölmüş doğaya can veriyordu , bu nasıl bir saçmalıklar silsilesiydi?
şimdi ne yapacak idim? Birden bire yüreğim gam ile dolmuş idi , bu salınıp salınıp kaybolmanın , sonuca ulaşamamın acısını ve o keskin gri gözleri aklımdan çıkarabilecek miydim? Ne köydekileri , ne halamları düşünemiyordum bile. Kamuran’ın ayaklarına bakmayı unuttuğumu hatırladığım anda aklıma memo geldi .Bildiğim tek şey vardı memoyla o yol ayrımında ayrılmamalıydık. memo ,memo diye bagırararak aglamaya başladım , öyle çaresizdim ki…


3 yorum:

  1. Amanın Lady Charlotte cuğum ...kızı cıscıbıldak ortada bırakmışsın...:o kurda kuşa yem olmasa bari...:)

    Bi sonraki bölümde neler olacakdı merakla bekliyor idik
    ...:)

    YanıtlaSil
  2. Hikayenin sonunda bu memoyla aşk çıkarsa yaşatmam ikinizi de bya benimsin ya kara toprağın hulaaaaaaaaayn :)

    YanıtlaSil
  3. Memoyu nereme ne yapayım, çakmak gözlü Kamurana meylim var benim püahahaahah

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.