16 Temmuz 2011 Cumartesi

Öylesine bir iş günü

Dün sabah erkenden kalktım, 7'de kalkan otobüse yetişmek için yürürken, bir kaç gündür rastladığım alacalı tüyloş kediyi gördüm, her zaman yattığı ağaç dibinde simit olmuş uyuyor idi. Üşendim de fotosunu çekmedim, tüh.

Mecidiyeköy'e gittim, servis gelince baktım herkes uyanık, bir durum var ortada. Meğersem bizim çılgın Bilgi İşlem müdürü maske getirmiş, ucube korkunç adam maskesi, onunla kızları korkutmuş, sabah sabah uyku sersemliğiyle herkes katılmış korkudan ahahaah:))) Sonra Mecidiyeköy'de beklerken organize olduk, müdür arka koltuğa sindi, minik Elif mahmur mahmur gelip onun önündeki koltuğa oturunca arkadan "böööö" yaptı, ahahahah kızcağız ağladı korkudan:))) İlk kez serviste hiç birimiz uyumadık, hepimiz cin gibi geldik haftanın son iş günü ofise.

Sonra öğlene kadar vakit çabuk geçti, kahvaltı et, falını ve dedikodu sayfalarını oku, sonra işe dön, mailleri cevapla, kumaş metrajı hesapla derken öğlen olmuştu bile. Yemek için dışarı çıktık, Breads var şirkete en yakın, orada hellim peynirli salata yedik. Hava sıcaktı, esintiliydi. İşe dönmek çok zor geldi. Öğleden sonra da zaman hızlı geçti, ama modelhaneye çok inip çıktım, bacaklarım ağrıdı. Akşam 5 civarı Cuma ikramı geldi, böylece haftasonuna kavuşmaya pek az kaldığını da anlamış olduk. Her Cuma saat 5'te şirket bize bir kek, dondurma, kurabiye vs dağıtıyor, güzel bir gelenek. Üstüne bir de kutu kutu kandil simitleri dağıtıldı. Artık iş bitti, simitimizi alıp eve gideceğiz zannederken de; Güllüoğlu'ndan koca kutu baklavalar geldi, amanın, bunu ilk kez görmüştüm işte. Herkese baklava dağıtıldı şirkette.

Akşam artık bitsse de gitsek derken, müşteriye göndermem gereken gömleklerin yetişmediği ortaya çıktı, pöffff, daldım imalata, ona hadi, buna hop hop yaparak koliyi hazırladım ammaa servis çoktan gitmişti tabii. Neyse ama gönderi DHL'e yetişti. Bizim sektörde vakayi adiyeden sayılır bu durum. Madem kaldım bari şunu da bitireyim diyerek bir de hesap kitap işi hallettim, meh! Neyse 7'de çıkabildim.

Metrobüsle Zincirlikuyu'ya gelip Etiler'e giden boş bir otobüs yakaladım, baklava kutusu çok ağır çekiyordu, oturduğum için memnundum yani. Etiler'den bayır aşağı yürüyüp eve geldim, gelirken  kısa yolu kullandım, bir de ne göreyim? O tüyloş kedi aynı noktada, aynı pozisyonda uyumaya devam ediyor ahahahah, bütün gün uyumuştur maymun şey:))

Öylesine bir gündü işte; sabah şaka eğlence, öğlen biraz koşturma, yorgunluk ve illa ki boş boş dalga geçme, akşam sıkıntı, yorgunluk. Not etmek istedim dünü.


4 yorum:

  1. ayyy ben balkonumda tembel tembel yatarken sen neler yapmışın neler :((

    YanıtlaSil
  2. oohh ne güzel, balkonda yatıp yuvarlanmak:)))

    YanıtlaSil
  3. her şey iyi hoş da...
    judycim,bu şirkette diyet yapmak zormuş:)

    YanıtlaSil
  4. Cepaynacım sorma, burada işe başlayan herkes kilo alıyormuş, ben öyle olmayayım diye kurabiyeyi planlamacıma, baklavayı anneme verdim:)) ha ama dondurma verirlerse onu yiyorum:)

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.