4 Aralık 2010 Cumartesi

AV MEVSİMİ : Yaşasın Cinayet Masası

Upuzun bir film Av Mevsimi. Bence biraz fazla uzun. Hani öyküyü oluşturan polisiye olayı merakla takip ediyor olsak, uzunluğunu hissetmeyecektik filmin ancak daha filmin ilk bölümünde katil kör kör parmak gözümüze sokuldu, Ferman amirin katilin suçunu  kanunen ispat edecek delili bulmaya çalışmasını izledik. Bu durumda cinayeti çözmeye çalışan ekibin kişisel hikayelerini izleyerek bu uzun süreyi doldurmaya çalıştık.

Filmin görüntüleri, renkleri, ışık ve gölgeleri, bütünüyle atmosferi mükemmeldi. O dünyanın içine girdik. Zaten açılış sahnesi bile yeterdi, harika müziğiyle beraber. Bir de şubeden emekliye ayrılan bir amirin veda gecesini gösteren sahne , bu iki sahne olağanüstüydü. Fakat dediğim gibi, zevkli bir polisiye olmamış, bari en sonunda bir bomba, bir ters köşe gelseydi; cinayetin beklenmedik bir çözümü, evlere şenlik bir açıklaması olsaydı da, kendimizden geçseydik. Olmamış. Yani polisiye olarak olmamış. Güzel bir film olmuş ama; görüntüsü, duygusu, oyuncuları ile güzel bir film.



Şener Şen, bence bu filmin adamı değildi. Filmde Ferman adlı Avcı lakaplı deneyimli bir cinayet masası amirini oynuyor. Ancak filmde Ferman komiserin avcılığını göremiyoruz. Kibar ve hassas, bildiğimiz Şener Şen. Yani özellikle Şener Şen'in oynaması gereken bir rol değil bu. Veya senaryodaki olayın anlaşılması ile ilgili problemden ötürü öyle görünüyor. Bundan sonra, üstat Şener Şen'in 6 ila 8 yıl Yavuz Turgul'un yeni filmini beklememesini, artık bir  KOMEDİ filmi çevirerek bizi mutlu etmesini istiyorum.

Cem Yılmaz pek güzel oynamış, filmde onun lakabı da Deli, Avcı'nın yardımcısı deneyimli bir polis o da, gözleri hakikaten deli deli bakıyor. Fakat ben kendisini gülmeden izleyemiyorum, espirili replikler de ona yazılmış, biz de güldük, gülmememiz gereken sahnelerde bile güldük, şahsen  adamın bana verdiği hissiyat böyle idi.

Sir Çetin Tekindor'a bir kere daha hayran kaldım, herhalde böyle bir aktöre sahip olduğumuz için ne kadar övünsek azdır. Onu izlemek gerçek bir zevkti benim için.

Okan Yalabık bence kusursuz idi, onu izlerken asla eski rollerini düşünmüyorum, o an canlandırdığı tip neyse o oluyor adam, çok başarılı bir aktör bence.

Sonuçta harika aktörlerle dolu bir Türk dram filmi izlemek için gidin, polisiye izlemek için gitmeyin.

İşte size hiç spoiler olmadan bir yazı yazdım:))

xo xo

9 yorum:

  1. yazdıklarına katılıyorum bebeğim :)) birde beyoğlu afm sinemalarının rahatsız koltuklarına değinmek istiyorum;
    ulennn o koltukları adam gibi yapınn yaylandırmayn, adamı deli etmeyin :)

    YanıtlaSil
  2. ay boynum tutuldu adeta o yatmayam koltuklarda, paramız olsaydı keşke kanyon'a giderdik :))))))) bir de iki yanımda bayılırcasına mısır patlağı yediniz ohhh kokulardan burnum düştü. Neyse tuttum çenemi de yemedim bebeğim:))))

    YanıtlaSil
  3. ewettt iraden şahane maşallah :)) kanyonun koltuklarını seviyoruz, mısırla beraber verdiği ıslak mendil ve tuzu da ama aldığı 4tl fiyat farkını sevmiyoruz :DD

    YanıtlaSil
  4. korka korka okudum ama spoiler yokmuş neyse ki :) zaten her yerde filmin polisiye yönünün pek güçlü olmadığını duyuyorum, pazartesi akşamı gidip tamamen dram muamelesi yaparak seyrediciğim kendisini ben de, yıllardır ilk kez bir türk filmi için bu kadar hevesleniyorum ve herhalde 7 yıldır falan ilk kez sinemada bir türk filmi izleyeceğim :)

    YanıtlaSil
  5. benim türk filmi skorum iyiymiş o zaman, veda, eyyvah eyvah:)))

    senin yazını çok merakla bekliyorum canım. ben de filmin basın gösteriminden sonra yazılanları okumuştum, genel olarak filmin ortasında katilin belli olduğu yazıyordu, hakikaten öyle.

    YanıtlaSil
  6. film genel olarak izlenmeyi hak ediyor. as oyuncuların yeteneği zaten malum, ama okan y. ve melisa s. de gayet başarılıydı bence. Filmle ilgili en büyük boşluk bence bu zenginlikte bir adamın geride cesede ait delil bırakması, ölen kadının kim olduğu belli olunca kim ilk şüpheli olabilir ki kızı hastayken? gerisini çözmek için csi olmaya gerek kalmıyor. yavuz turgulun kabadayısını av mevsiminden daha çok beğendim, eşkıyayı da kabadayıdan çok beğenirim. izlemesi zevkliydi ama oyuncuları çıkarırsak ortalama bir polisiye öyküsünden öteye gidememiş. ama bu yoklukta gene de ilaç gibi geldi

    YanıtlaSil
  7. ben Melisa Sözen'de birşeyi anlamadım, onun ön dişleri hep öyle fırlak mıydı, yoksa film için mi fırlatmışlar dişleri? belki de bana öyle geldi bilemedim:)

    açıkça bu filmi polisiye olsun diye yazmamışlar, keşke öyle yazsalarmış, avcı'nın avcılığını gösterselermiş. daha çok hoşuma giderdi .

    bir de öteki dünyadan pamuk'un bizimle konuşması müthiş bir ayrıntıydı değil mi?

    YanıtlaSil
  8. senle tamamen aynı fikirdeyim. ama gene de sıkı polisiye denince tek isim haykırırım:

    sağlam oluşturulmuş karakterleri + sanki 3.sayfadan alınmış adeta gerçek hikayeler ve sağlam senaryosu + sapasağlam diyaloglarıyla:=> B E H Z A T Ç. !

    YanıtlaSil
  9. Valla filmi izlerken ben sürekli "Behzat amirim olsa çoktan çözmüştü olayı" diye düşünüyordum:))) Çok sevinçliyim pazar akşamına geri geldiği için Behzat Ç.

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.