Hemen görelim :
Şebo'dan Serdar'ın adresini alan Ezel kudurmuş gibi adamı vurmaya gidiyordu, Ali de yanında. Eve geldiklerinde Ezel sanki vedalaştı Ali'yle "Barı sen al, Tefo'ya göz kulak ol. Sizin Azad'la ne iş?" diye espri bile yaptı.
Tefo ile Şebo uyuyorlardı, Şebo kalktı, Cengiz'e gitti. "Ben artık yapamayacağım, Tefo bana aşık, ona bunu yapamam". Cengiz, "Merak etme Tefo'ya birşey olmayacak" dedi Sincap'a. Şebo da ona ne planladığını sordu.
Ezel Serdar'ın kapısına dikildi, silahı da çekti. Bu esnada Cengo Şebo'ya planını açıklıyordu "Ezel Serdar'ı öldürecek. Ayarladım, Eyşan da bunu görecek. Sonra ben Eyşan'a bütün bunları Kenan'ın yaptırdığını anlatacağım. Kenan'dan da Ezel'den de kurtulacak, biz biraraya geleceğiz."
Serdar kapıya çıkınca Ezel silahı Serdar'ın kafasına dayadı "kardeşim için". Fakat o esnada Can denen velet, ardından da anası içerden çıkageldiler. Bu sefer Ezel'in gözü döndü, Eyşan'ı tartakladı anlaşmaya uymadığı için, Can'ı güvenli bölge sayılan mahalleden çıkarttığı için. Sonra Can'ı çekiştirip aldı, Ali'ye verdi, çocuğu arabaya tıktılar. Ezel Serdar'a dedi ki "bugün! nereye gidersen git, bugün!" Ve Serdar Ezel'in herşeyi bildiğini anladı. Serdar babacık bugün ölecekti.
Ezel çocuğu Mümtaz'ın evine geri getirdi ama Can orada kalmak istemiyordu. Eh haklı ben de olsam deli Meliha'yla kalmak istemezdim. O kadar aksilendi ki Ezel çatt diye tokatı çaktı çocuğa. Can ağlamadan içeri girdi, bi de dedi ki "acımadı ki, kız gibi vuruyor!"
Ezel'in asabı bozulmuştu, Ali'ye içini döktü "nasıl tuttu kendini, ağlamadı. Aynı Eyşan. Serdar'ın torunu, Eyşan'ın çocuğu. Ya onlar gibiyse, kötüyse, hainse benim çocuğum?"
Yani bu gerizekalı düşüncesi için ben de Ezel'e bir tokat atmak isterdim. Adam gibi yetiştirin o zaman çocuğu ya, Meliha'nın yanında herhalde psikopat olur evladım.
Bu mal konuşma sırasında Ali'nin telefonu çaldı. Dayı idi arayan. "Ezel'e söyle, vakit kaybediyoruz, eve gelsin" dedi. Kenan da Cengiz'le buluşmuş "Şebnem'e söyle, Ramiz'in yerini öğrensin" diyordu. "Eğir'den de gözünü ayırma"
Bu lafın üstüne Yusuf Eğir de ikiliye katıldı ve Kenan'la büyük bi işten bahsetmeye başladılar. Bir ihale işine gireceklerdi. Dayı ise ekibi toplamış, beyin fırtınası yaptırıyordu gençlere. Meğersem bu Yusuf'la Kenan, üç beş yılda bir yapılan bi silah ihalesine gireceklermiş. Yusuf Eğir paketi alıyor, Kenan da ihale alımını kontrol edip güvence veriyormuş. Bir de hayalet satıcı varmış. Dayı bir an önce harekete geçmelerini istedi ama Ezel'in başka işi vardı. "Yusuf Eğir sana savaş açtı, beklemez, biz şimdi onun kolunu kıracağız yeğen". "Şimdi olmaz, başka bir iş yapacağım". "Bu benim kazanamayacağım bir savaş, ancak ikimiz birarada olursak başarırız. Sana yeni bir zırh aldım, bir dene, sonra bana gel".
Ezel, Dayı'nın yeni aldığı takım elbiseye bakarken Mert'in hayalini gördü. (Burada Behzat Ç.'ye selam mı çaktılar acaba?)
Herkes barda toplandı, Şebnem Bade'ye ters davranıyordu. Ezel konuşmak için Şebo'yu yanına çağırdı. "Kamil'den sonra mı?" diye sordu, "Bana kızdığın için mi?". Şebnem "Kamil'in cenazesine bile gelmedin" dedi. Ezel onun hikayesine inanmadığını söyledi. "Bence hikayenin sadece başı ve sonu doğru, ortası doğru değil. Sana güvenmiyorum. Bundan böyle yaptığın herşeyin vebali Tefo'nun boynuna, hata yaparsan o öder bedelini". Ezel'in Şebo'nun hikayesi hakkında ne demek istediğini anlamadım. Yani aslında zorla Temmuz'un yanında kalmamış, kendi isteği ile mi kalmış Şebo, bunu mu demek istedi?
Azad ile Ali de kahve içiyorlardı barda, Badecik "siz sevgili misiniz?" diye sordu pat diye. Azad bu lafın üstüne Ali'yi arkaya çekti "Bizim aramızda ne var?" Ali'nin cevabı :" Kim??!!" AHAHAHAHAH epik bir andı. "Babamdan mı korkuyorsun, ne oluyor" diye üsteledi Azad. "Bizim aramızda Bahar var, ben Bahar'ı unutamam" dedi Ali abi. "Unutma zaten, ben hayranım onu sevişine" dedi Azad "bana birşey hissetmiyor musun?" diye sordu, cevap alamayınca adamı öptü, "Tamam, sonra dersin" diye güldü.
1974
Selma, kulisdeki odasında Ramiz'i hayal ederek mutluluktan sarhoş olmuştu. Ramiz ise film yapımcısı Hayri Sonsöz ile toplantı yapıyordu. Masaya gelen Selma'yi Hayri ile tanıştırdı. Bu sahneler tam nostaljik olmuştu, bu hafta benim daha da hoşuma gitti. Hayri, Ramiz'in hayatını filme çekecekmiş, başrolde de Selma'yı oynatacakmış. Bütün şartlarınız kabul, yalnız film icabı aşk olacak dedi bizimkilere. "Nasıl bir aşk?". "imkansız bir aşk". "neden?". "aranızda biri olacak". Selma çok etkilenmişti , "sonunda kavuşacak mıyız?" "kavuşursanız aşk olmaz ki?" Selma basbayağı ağlıyordu şimdi, Ramiz içeri çekti kadını "Halledeceğim, ağlama. Böyle yaşamayacağız, Kenan'la konuşacağım. Kenan'ın arkasından iş çeviremem" dedi.
2010
Ezel şimdi de odaya Tefo'yu çağırmıştı. Güya azarlıyordu "Sen tetikçisin, ama fazla iyisin, gittin aşık oldun" diyordu ama kovmadı Tefo'yu. Gülüştüler. "Bugün bana adam öldürmeyi öğreteceksin" dedi sonra. Tefo yüzünde güller açarak tam çıkacaktı ki, "bozulmuş çık kapıdan, azarlamışım gibi" dedi Ezel, Tefocuk düşürdü suratını pıt diye AHAHAAHAHAH çok yaşa Sarp Akkaya.
Eyşan babacıkı alıp Kenan'a gelmişti. Serdar Kenan'la yanlız konuşmak istedi. Çekirdek çitlemeye başladı sonra Kenoş'un Boğaz'a hakim muhteşem terasında. Aferin lan Babacık HAHAHAHA. "ben de ticaretle ilgilendim Kenan Bey. Sizin gibi değil ama, seyyar satıcılık yaptık Eyşan'la. Tip tip adam gördüm. Sen beni aptal yerine koydun katil ettin. Acaba Eyşan babacığına ne yaptırdığınızı bilse ne derdi?"
Eyşan gelip babasını alınca, Kenan hemen Cengiz'i aradı "İşi bugün yapacaksın, yarın değil. Bugün!"
Vurkaç barda, müdürün odasına son olarak Ali çağırıldı. Ezel "seni asla affetmeyeceğim" dedi, "onun için peşimde dolanıyorsun ama bunu bil, seni asla affetmeyeceğim." Herhalde dizinin sonunda Ali gerçekten ölecek de, Ezel de onu o zaman affedecek, di mi, filmlerde hep böyle olur. "Ama hatırladım" dedi Ezel sonra "neyi?" "seni hatırladım, beni hep kollayan Ali abimi, sen yine Ali Abimsin benim.". Sonra Azad'la Ali'yi Dayı'ya yolladı.
Dayı bu işten hoşlanmamıştı "Ezel yanlış yaptı". Ama plana devam edeceklerdi "Bir alıcı daha var, güçsüz, biz güç birliği yapacağız, Eğir'den ihaleyi alacağız". Sonra Dayı Ali'yi gönderip Azad'ı liseli kız gibi sorguya çekti. "Ben hep bir kızım olsun istedim, seni ilk gördüğümde, o yemyeşil gözleri ilk gördüğümde, içime bir ateş düştü. Dedim ki birgün o gözler başka bir kalbe düşecek. Birgün karar vermeye zorlanırsan, bana sorar mısın kızım?" Azad da "Ali'yle aramızda öyle birşey yok, ama olsa ne olur ki" diye çıkıştı. "Olmaz kızım, o başka, sen başka.". "Annemle sen de başkasınız ama olmuşsunuz??". "Olmuyor kızım, kolay olmuyor"
1974
Ramiz, Kenan'ı Antep'den geri getirtmişti. Gazinoya girerlerken Selim'i gördü Kenan. Abisi gara adam yerleştirmiş, oradan biliyormuş Kenoş'un döndüğünü ve döner dönmez gazinoya geldiği için yıkılmıştı. "Sana mı dönecektim abi?". "Artık tükendim Kenan, son kez soruyorum, geliyor musun?". Kenan cevap vermedi. "O zaman unut bizi, evin burasıysa artık bir ailen yok".
Kenan gazinoya girdi, Ramiz'in masasına oturdu, ilk tanıştıkları gün bu mekana giremeyen, elinde avucunda hiçbirşey olmayan Ramiz iken, şimdi Kenan kimsesiz, parasız, bir hiçti. "Birlikte yola çıktık, şimdi benim hiç birşeyim kalmadı, o hariç. Varsın hiç birşeyim kalmasın, Selma var ya, o benim herşeyim Ramiz Abi"
2010
Tefo ile Ezel, Cengiz'le Eyşan'ın evinin önünde pusu kurmuşlardı. Çok güzel bir sahneydi, Tefo adam öldürme dersi veriyor, arada erkek erkeğe kız muhabbeti yapıyorlardı. "Sen beni neden kovmadın abi? Ömer gibiyim diye di mi?". Ezel artk Eyşan'ı sevmediğini (ohhhh çok şükürrrrr çektik burada) aşık olmak istediğini anlattı acemi acemi. Tefo evi basmadan bunu düşünmesini istedi Ezel'den. "öldürmeye giderken bile yaşamak için bir sebebin olacak"
Ali ile Azad, diğer alıcı ile görüşmeye gelmişlerdi, asansörde Azad cevap beklediğini hatırlatıp Ali'yi öptü.
Eyşan, Cengiz, Serdar ve Kenan yemekte idiler. Şebo bardan arayıp Cengiz'e Ezel'in evin önünde olduğunu haber verdi.
Bunalan Kenan , villanın bahçesine çıktı. Eyşan yanına gelince, "kaçalım" dedi ona. Eyşan ona ne düşündüğünü sordu, cevap şu idi "Ramiz'in niye beni değil de Selma'yı seçtiğini düşünüyorum"
Sonra Eyşan'a bir soru sordu : "Hiçbir mecburiyetin, bağın olmasa, sen kimi seçerdin?" Cengiz geldi, Kenan'ı çıkarttı, "korumaları çek, Eyşan'ı da bir bahaneyle çıkartırız, Ezel burada, Serdar evde yalnız kalacak" dedi. Kenan arabasına giderken Eyşan koştu, eldiven mi ne unutmuş Kenoş, nedense eldiveni yere düşürdüler ve eğilip elırlarken Eyşan adamın kulağına "Seni" diye fısıldayıverdi.
Kenan, Cengiz ve korumalar gittiğinde Tefo ile Ezel eve daldılar.
Barda tuhaf şeyler oluyordu. Şebo klimaya baksın diye Bade'yi arkaya yolladı, bu esnada pislik suratlı bi adam gelip Bade'yi taciz etti. "burası kara listede" dedi. Şebo yetişti ama adam kaçti. Badecik sokağa çıkıp hüngür hüngür ağladı.
Ali ve Azad görüşmeye gittikleri yerde tuzağa düşürüldüler. Ali, Azadı yere atıp herifleri vurdu.
Ezel Serdar'ı alıp depo gibi biryere getirmişti. İşte burada Serdar, olanı biteni, yaptıklarını herşeyi Ezel/Ömer'e anlattı. Salih Kalyon bütün ustalığı ile hipnotize ediciydi adeta bu bölümde. Karısı Baygın Rahime'nin babasının gümüşlerini, mücevherlerini çalıyorken bir kaza olmuş "Eyşan". Evlenmek zorunda kalmış yakışıklı Serdar. Halbuki o hovarda adamdı, dayanamazdı buna. Baygın Rahime o kadar baygındı ki, öldüğünü zor anlamıştı ve anladığında Eyşan'ı alıp o kasaba senin bu kasaba benim dolaşmaya başlamışlardı. Yakışıklı ile küçük afet. Sonra birgün Eyşan'ın aklını çelmişler, kız teyzesinin yanına kaçmıştı. Ama küçük afet olmadan yakışıklının işleri kesat gidiyordu. Bir de gelip ne görsün, kızı yanında bir devekuşuyla dolaşıyor. "Ben hemen hissederim oyunu, sen de Cengiz de Kenan da tırnağım olamazsınız, ben kokuyu aldım mı hemen kurarım oyunu." Böylece Serdar, öteden beri bildiği Bahar'ın hastalığını yeniymiş gibi yapıp Eyşan'ı kandırmış, ona cinayetten bahsetmemişti. "hayatımın volesiydi". Sonra Eyşan'ın teyzesini de öldürdüğünü itiraf etti Serdar. Çünkü kadın soygunla ilgili gerçekleri yazmıştı o mektupta. Sonra Mert. "ben onu sen sandım" Serdar Mert'i son dakika görmüş, ama durmamış onu ezmiş,sonra yaşadığını bile bile bırakmıştı onu, bir saat soğuk betonda can çekişerek ölmüştü Mert. Ezel yine Mert'in hayaliyle konuşmaya başladı. Serdar'ın aklı uçtu "Vur da bitsin Ömer, vur da bitsin!". "hayır!" dedi Ezel. "Ha??!!". Ezel Serdar'ın kulağına eğildi "herkese gösterdiğin ama kimseye satmadığın bir şeyi aldım senden." Ve arkadan herşeyi dinlemiş olan Eyşan çıktı. Ezel silahı iskemleye, Serdar'ın kaderini de Eyşan'ın ellerine bırakıp bara döndü.
Ali arayıp Dayı'ya fiyaskoyu haber verdi, "senin görevin tamam" dedi Dayı.
Tefo bara dönüp Şebnem'i dışarı çıkarttı ve evlenme teklif etti.
Olanlardan korkan Bade Ezel'e işten ayrılacağını söyledi.
Azad, Ali'ye "var mısın?" diye sordu
1974
Kenan'ın konuşmasından etkilenen Ramiz kulise geçti, Selma'dan ayrıldı. "Bitti Selma". Selma yanlış anladı, Kenan'a anlattı sandı. "Kenan bilmeyecek" dedi Ramiz, oh be Dayı godoş değilmiş o kadar demek ki:))) Selma yıkılmıştı "Doğruyu söyle, bitti diyorsun ya, hiç olduk mu biz? hiç sevdin mi beni?". "Unut beni, Kenan'a dön" dedi Ramiz. Ah ne güzel bir sahneydi, görmeliydiniz. Selma "kullandın beni" diye ağlandı, bağırdı, çağırdı, sonra "gitme" diye inledi Ramiz'in arkasından. Ramiz de yıkılmıştı, ama ne çare "Ben değil Kenan hakediyor seni" dedi ve gitti.
Elinde güllerle kulise gelen Kenan şaşkınlıkla Selma'nın bavulunu topladığını gördü. "Defolup gideceğim, hiçbiriniz görmeyecek yüzümü". Kenan yanlış anladı "Ramiz üzdü mü seni, ben konuşurum onunla". AHAHAAHAH. Selma dayanamadı artık, "Öldürecek misiniz siz beni?". Selma çıktı, onu bırakmayacağını söyleyen Kenan da peşinden gitti. "Dayanamam ki bu haline, yanında olacağım". "Olmaz, kavuşursak aşk olmaz". "Gel, izin ver iyi edeyim seni". Kenan Selma'ya sarıldı, geriden onları izleyen Ramiz yumruklarını sıktı.
2010
Ali Azad'a "arkadaş kalalım" dedi.
Şebnem Tefo'ya "Evet" dedi
Ezel Bade'ye "gitme" dedi "1 şans daha ver, 1 hafta daha". "niye". "işte!". "tamam" dedi Bade.
Ezel Dayı'ya telefon açtı, "geliyorum" dedi.
Yusuf ve Cengiz; silah satıcısı ile buluşmuşlardı. Adam yabancı idi. Bunlara "çok eski bir dost aradı, araya girdi, teklif verdi, kıramadım" dedi.
Ve muhteşem Maserati ile Ezel Bayraktar çıkageldi. Yusuf Eğir mosmor, göt olurken, Cengiz hafiften sırıtıyordu. Ya bak bu Cengiz Ezel'in adamı çıksın sonunda nolur yeaaa:)))
Serdar'la Eyşan'ın bulundukları depodan, 2 el ateş sesi geldi.
Ve bu bölüm böylece bitmiş oldu.
Şu Kenan'la Selma karşı karşıya gelmeyecekler mi hiç günümüzde, ay çatlıyorum öyle bir sahneyi izlemek için.
xo xo
izlemiyorum biliisn bebem ama seni sponsor etmeliler artık valla bunca emeğe :)
YanıtlaSilahahah onlar bana sponsor olsun şekerim, Ay Yapım duy sesimizi, beni Ezel çekimine çağırın yahu:)))))
YanıtlaSilSıkıldım valla artık Ezel'den affedersin de b.ka sarıyor artık herşey. Valla nereden öyle her bölümde ters köşeye yatıran Ezel. Bu dizilerin uzunluğu da cabası. Bitmiyor bir türlü ya. Gerçekten 'Yerli dizi, yersiz uzun' Sosyal mesajımı da verir giderim :)
YanıtlaSilJoey'cim ben de bıkmıştım ama son 3 bölümdür beğeniyorum yine. Yerli dizilerin kısalması taraftarıyım ben de, 1.5 saat olacağına 45 dakika olsaydı dehşetengiz bir dizi olurdu Ezel.
YanıtlaSileyşan babacığını öldürmemiş,, süründürmüş:)
YanıtlaSiltipe baksana http://twitpic.com/3l4zic
yakışıklı serdar patates olmuş:))))
AHAHAAHAH yaa eyyvah 2'nin çıkmasına çok az kaldı, inşallah ilki kadar eğlenceli olur:)))
YanıtlaSil