Ezel 2. Sezon 13. Bölüm : SIRDAŞ

Pazartesi gecesi Ezel'de, bazı konuların bağlandığı, bazı cevapların ortaya çıktığı bir bölüm izledik. Ayrıca Berrak Tüzünataç , Vurkaç barın garsonu olarak işe başladı. Umarız dizide Ezel'in yeni aşkı olur da o çürümüş ve kapkara Hömerrr-Neyşan aşkından kurtulmuş oluruz.

Fakat bu dizinin favori aşk hikayesi Ali-Azad aşkı olacak gibi görünüyor. Bununla beraber dizide görmek istediğimiz şey aşk meşk değil, zeka ve heyecan. Bilemiyorum, ben heyecanımı oldukça kaybettim, öyle alışkanlıktan izliyorum gibi. Ama bu bölüm fena değildi, 1973 yılında devam eden hikaye,  Ali abi sahneleri, Dayı'nın Yusuf Eğir'i göt ettiği sahneler çok güzeldi.

O zaman biraz gecikmeli olarak bakalım son bölümde Ezel'de neler olmuş:

"kendine söylemesen de, her sırrın bir kurbanı vardır"

DİKKAT - EZEL 46.BÖLÜM SPOILER

SIRDAŞ

Bu bölümde Dayı yanlış görmediysem Leopar isimli romanı okuyor idi. Selma da evdeydi, anaaam o Selma'ya ne olmuş, botoks mu yaptırmış nedir, kaşları da fazlasıyla inceltilmiş, şaşkın şeytan gibi bakıyordu.

Ezel babasının atölyesine gitti, Temmuz'u babasıyla görünce Kenan'ı arayıp "ben senin ailenin peşini bıraktım, sen de benimkini bırak" dedi. Anlaştılar, Temmuz gitti, Ezel de uzadı. Burada Kenan'la telefonda didiştiler tabii "lütfen diyoruz" muhabbeti oldu vs.


Ali'yi  pusuya düşürenler sarıp sarmalamış; elini ayağını bantlamışlar, Cengiz geldi bunun tepesine.

Bizim elemanlar bara yerleşiyor, içki depoluyorlarken Azad, deli gibi Ali'yi merak edip herkese onu sordu. Tefo bilmiyorum dedi, Ezel tersledi. "Ali plansız, programsız bir iş yaptı; elinde patladı. Arkasından gidersen sen de telef olacaksın " Azad kızıp gitti, Ezel de Eyşan'ı aradı. "Kenan'ın ailemden uzak durmasını sağla"

Eyşan malikhanede Kenan'la suşi yerken Kenan'ın porselenlerini yere atıp atıp kırdı, çünkü çok kızmıştı, Kenan delirtti Eyşan'ı "Sen benim o mahalleye gitmeme değil; gidebilmeme kızıyorsun. İlk kez senden güçlü biriyle berabersin" Eyşan 'ın tepesi attı, çekti gitti evine (Kenan'ın Cengiz'le ikisi yaşasın diye veridiği villa)

Ezel geçen bölüm bir zarf bulmuştu, üzerinde Selma Hünel yazıyordu. Zarftan Kenan ile abisi Selim''in ikiye bölünmüş bir fotoğrafı çıktı.

Eve gelen Eyşan'ın siniri burnundaydı. Cengiz'e içini döktü "Bu ev, arabalar, üstündeki kıyafet bizim mi? Tasma mı taktı Kenan boynumuza?" Cengiz de; artık sevgili ya da karı-koca olamayacaklarına göre sırdaş olmalarını önerdi. Tam yakınlaşmışlardı ki, kapı çaldı, Kenoş!

Bu arada nedense Cengiz'in ve/veya Eyşan'ın aslında hain olmadığını, çift taraflı çalıştığını düşünmeden edemiyorum. Benden başka böyle düşünen var mı?

Kenan acıklı acıklı Eyşan'a ailesini anlattı, "benim de annem ekmek kızartırdı, abimin sırtından inmezdim bana Kene derlerdi vs vs. Anlatamayacağım şeyler var Eyşan. Hiçkimseye!"

Ezel, Dayı'nın evine gitti Selma'ya o yırtık fotoğrafı gösterip geçmişin sırrını sordu. Kadın "Bilmiyorum" deyince ısrar etti, o zaman da Selma kızdı, o esnada Dayı geldi "Selma benim kadınım, hep benim kadınım oldu, ama birbirimizin bilmediği sırlarımız var bizim" diye ayar verdi Ezel'e. Meğer o mektup Selma'ya hiç ulaşmamış. Selma da "Bilmiyorum, bilmeme gerek yok, bilmek istemyorum" dedi. Dayı "Biz aşkımızı kanla yazdık, sen o kanı silip altına bakmak istiyorsun. Bulduğun ipucunun peşinden kendin git" diyerek resmen kovdu Ezel'i. Ezel gidince Selma "Bilmediklerim çok mu kötü?" diye sordu Ramiz'e.

1973
Hani Ramiz sığınakta saklanırken Kenan gelmişti, bunlar yüzleştiler. "Arkamdan iş çevirdin, Hayratlı'nın yanındaydın" "Evet, Hayratlı'nın yanındaydım, yerini sordu söyledim, ben önden gidip oyalayacağım onu dedim" "Niye sattın beni çocuk?" Meğersem Kenan satmamış aslında tabii, yanlış adres vermiş Hayratlı'ya "Ben seni asla satmam Ramiz Abi" Hoppaaa bunlar sıkı sıkı sarılıp kucaklaştılar.

Kandırılan Hayratlı öfkeden gözü dönerek Selim'i aradı. "Kenan'ı unut, onu ikna edemedin, bundan sonra onun başına gelenlerden sen sorumlusun" diye kükredi.

2010
Eyşan'la Kenan, villanın bahçesinde konuşuyorlardı. Eyşan abisine ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. Ramiz mi öldürmüştü Kenan'ın abisini acaba? "Anlatamam" dedi Kenan.

Şu an aklıma geldi ki, Ramiz'in ve Kenan'ın geçmişindeki, anlatılamayacak kadar kötü olan olay, Ramiz yüzünden Kenan'ın kendi abisini öldürmek zorunda kalışı olabilir mi?

Kenan içini dökerken, Ezel ile aralarındaki benzerliği farketmemek imkansızdı : "Kim 30 sene intikam almak için yaşar? Ben böyle biri değildim. Ben Kenan Birkan değildim. Kendimi özledim. Ben mi istedim böyle olmasını?" Valla şu sahnede ben de Kenan'ın tarafına kaydığımı hissettim:)) Tabii Eyşan da Kenan'ı öpücüklere boğdu ve içeriden bunları izlemekte olan Cengo fena halde kızdı. 

Kenan gidince Eyşan Cengiz'e önceki konuşmalarını hatırlatarak, "varım, sırdaş olalım" dedi ama bu sefer Cengiz gönülsüzdü artık, işim var diye çekti gitti.

Cengiz'in işi Ali abiye (hepimizin Ali abisi) işkence etmekti. Eline o beyzbol sopasını aldı, Ali dalga geçti,"şapka da var mı?" Sonra Cengo'nun damarına bastı hep "O sopayı kullanmak için adam olmak gerek, toşbil gerek" Ahahahah, şu toşbil lafını da bu Kerpeten Abi'den öğrendik sağolsun.

Ali'nin cebinde Vurkaç Barın kartını bulan Cengiz, Ezel'le görüşmeye gitti. Ezel "ben artık köşeme çekildim, herşeyi unuttum, işime bakıyorum" diye Cengiz'i inandırmaya çalıştı intikamdan vazgeçtiğine. Cengiz de "iyi o zaman" deyip kerpeteni tak koydu masanın üstüne. 

İçi içini yiyen Azad babacığını aradı, belki Dayı'nın adamları birşey duymuşlardır ha? Dayı'nın yanında Selma "Ali'yi mi merak ediyor?" diye sordu beyine "Allah korusun, ben nasıl merak ederdim seni?" Yaaaa işte böyle Selma teyze, kızlar hep efendi adam yerine pislik, piç adamları tercih ederler. Anasına bak, kızını al:)))

1973

Selma olanlardan dolayı üzgün, Kenan'a "abine git görün" diye yalvardı, ailesi ile ayrı düşmesini istemiyordu, öptü kandırdı Kenan'ı. Bunlar Ramiz'in sığınağına gelmişlerdi. Kenan "alışveriş yapayım" diye çıktı, Selma Ramiz'e yanaştı, fazlasıyla yaklaşınca Kenan'ı evine, ailesine yollasın diye yalvardı. Ramiz  "Sen olsan gider miydin?" diye sounca  "Benim öyle bir ailem olsa, ben giderdim" dedi Selma.

Kenan Selim'e gitmişti. Selim çok üzgündü "Bir yol söyle kardeşim, seni nasıl çıkartacağım bunların içinden?" Kenan'ın bu dünyayı bırakmayacağını anlayınca onu serbest bıraktı Selim, ama Ramiz ile tanışmak istediğini söyledi. Kenan o kadar sevindi ki, abisi Ramiz'i tanıyınca çok sevecekti ya, "akşam 9'da lunaparkta buluşalım" dedi, Ramiz'e sürpriz yapacaktı. Hay salak, böyle sürpriz mi olur gerizekalım? Neyse.

Cengiz Ali'yi salıvermiş, Ali de bara dönmüştü, kafasında sopadan izle.  "ne istedi Cengiz beni bırakmak için?" " Hiçbirşey" dedi Ezel "yarın İskender işini bitireceğiz." "Cengiz?" "O hiçbir şey yapmayacak"  Çünkü Cengiz Yusuf Eğir'i  Kenan'ın gözünden düşürmek istiyordu, o yüzden Ezel'in ekibini görmezden gelecekti.

Azad Ali'yi eve yatıya götürdü (Azad Ali'yi eve atınca hepimiz atmış sayıldık ahahaha) Fısıldaştılar, gülüştüler , "Dayı'ya yatıya geldim, şimdi tüfekle gelir" dedi Ali. Azad da "yok tüfekle değil, terlikle, güdümlü" deyince bunlar koptular, çok doğal, güzel bir sahne idi. "Ben nerede yatacağım?" "Yukarıda babamın yanında" hoppaaa bir daha koptular, sonra Azad şööyle Ali'ye doğru kaykıldı, o da kıza doğru eğildi ama son anda Ali durdu, Azad kaçtı.

Ertesi sabah Ali ile Tefo İskender'in arabasında iki yanına oturup adamı korkuttular, senetleri imzalattılar. Ama izlemeniz lazımdı Ali abiyi burada:)

Ezel de babasına gitti, Mümtaz'a. Annesi evde yokmuş, onu görmek istedi. Mümtaz Meliha'yı yanına almış tükkana. Meliha kafayı yemiş dostlar, Mert gelecek diye kazak örüyor, gerçeği kabul edemiyordu bir türlü.

Kenan, Cengiz ve Yusuf kahvaltı yapıyorlardı. İskender olayının haberi gelince  Yusuf kızdı. Cengiz onu küçük düşürmeye çalıştı, "sadece adımı verin demiştin, adın yetmedi herhalde" filan yaptı. Yusuf kızdı gitti.

1973
Kenan, Selma ve Ramiz lunaparka gitmişlerdi ama Ramiz'e sebebini söylememişlerdi. Atlıkarıncaya bindiler, lay lay lom, o esnada Hayratlı Selim'le buluşmuştu.

Ramiz Kenan'a "bu kızla evlenecek misin?" diye sordu , "dur abi daha ne evlenmesi?" "e ne yapacaksın, benimle beraber mi yaşayacaksın?" Ramiz Kenan'ı ailesine döndürmeye uğraşıyordu. "Silah tutmayı bile bilmiyorsun" diye damarına bastı, Kenan bozuldu, Ramiz'in silahını aldı (Ama Ramiz'in çifte silahı vardı ehehehe)

Bu esnada lunaparkta Hayratlı belirdi, havaya sıktı, "Selma sen kenara çekil" dedi, Kenan'ın arkasına saklanan Selma'nın ödü patlamıştı. Ramiz "beni iyi yakaladın, silahım da yok" dedi, Kenan düşürmüştü elindeki silahı, Hayratlı Ramiz'de bir silah daha olduğunu bilmiyor idi. Hayratlı "burada olduğunu Kenan'dan öğrenmedim, onun.." derken GÜÜMMM Yerdeki silahı alan Kenan vurup öldürdü Hayratlı'yı. Üçü Hayratlı'nın cesedi başında toplandılar , kaç bölüm önceki o sahneye bağlanmış oldu (Ahh o zaman o sahnede 1973 yazmış olsaydı efsane olacaktı bu dizi ah ah)

Kenan Selim'e gitti, "Ne yaptın sen abi?". Selim "kardeşim için yaptım"  deyince Kenan höykürdü : "Kardeşini katil yaptın, Ramiz senin yaptığını öğrenmesin diye Hayratlı'yı vurdum, katil oldum"

2010
Ali mekanda iş görüşmesi yapıyordu, aa Berrak Tüzünataç geldi, eh o kadar güzel hem de bıcır bıcır canlı bir hali var ki, Ezel artık Eyşan'ı unutur diye ümid ediyoruz.

Cengiz casusu aradı, Vurkaç'da kumar oynandığını, bandrolsüz kaçak içkiler satıldığını öğrendi. Yusuf Eğir de toşbilli arkadaşlarını ayarlayarak baskın yapılmasını sağladı. "Mührü yapıştır" dedi . Yani güya bizimkileri  görmezden gelecek olan Cengiz yine onlara ihanet etti:)))

Yusuf Eğir ve adamları Dayı'nın yazıhanesine, hana gelmişlerdi. Yusuf oturdu Dayı'nın karşısına. "beni hatırladın mı Ramiz, seni içeri ben yolladım, sorgunu ben yaptım, dosyanı ben hazırladım, ben senden hiç korkmadım, şimdi ayakları tutmayan bir adam oldun" filan falan...

Dayı "ayaklarım tutmuyor ama seni ayağıma getirdim Demir Yusuf, aç telefonu" dedi , o an Yusuf'un telefonu çalınca yusuf yusuf oldu herif ahahaah. Vurkaç'daki baskında polisler hiçbir şey bulamamışlardı, ne kaçak içki, ne bir kumar fişi, tuvaletler bile temizdi. Yusuf mosmor oldu. Dayı "Seni hiç unutmadım Demir Yusuf " dedi "Sen niye buradasın, tesadüf mü zannettin? Ramiz Karaeski'nin dosyasındaki hiçbir şey tesadüf değildir. 20 yılda çok hazırlık yaptım, çok adam yetiştirdim. Ama birini senin için yetiştirdim" Çok güzel sahneydi dostlar.

Ezel barın önünde yalnız adam pozunda oturuyordu. Berrak geldi, baskında saklanmış, bıcır bıcır Ezel'le konuştu, işe alsın diye. Ezel sustu sustu, kız tam gidecekken "bir sırrım var" dedi ve bu tamamen yabancı, hiç tanımadığı kıza dökmeye başladı. Zaten bu bölümün teması sırdaşlık değil miydi?  "Benim adım Ömer Uçar. Unuttum dedim, unutmadım. Yusuf'u önceden biliyordum. Ali'yi bile bile tersledim. Cengiz'in beni satacağını biliyordum. Evimde bir casus var. Kimseye söylemedim. Casusun onu aramasını bekledim. Tam burada aradı. Güçlü değilim ben. Unutmadım. . kardeşimi özlüyorum."

Berrak tabii birşey anlamamıştı, "İşe aldın mı?" Adı da Bade'ymiş hey yaleppim, anladık karakterlere birbirinizin ismini veriyorsunuz da bu kadarı da fazla len. (Şebnem'i oynayan kızın adı Bade İşçil)

Olanlar Birkan malikanesinde duyulunca Kenan Cengiz'den Yusuf'a gözkulak olmasını istedi.

Selma Ramiz'in odasında, yıllar öncesinden gelen , üzerinde Selma Hünel yazan mektuıbu açtı ve okudu.

1973
Elemanlar kumarhanede, Kenan bunalıma girmişti, katil oldum diye. Dayı Selma'nın yanına yolladı Kenan'ı. Tek başına bi masaya geçti oturdu. Adamlardan biri geldi, "Selma ablaya mektup geldi Dayı". Ramiz mektubu açtı, içinden Selim'le Kenan'ın fotoğrafı ve Selim'in Kenan'a yazdığı mektup çıktı. Selim, Selma Hanımefendi lütfen bu mektubu kardeşime ulaştırın , diye yazmış.

Ramiz mektubu açıp okudu. "Ramiz öğrenmesin diye Hayratlı'yı vurdun, benim için katil oldun kardeşim. Selma'yı da al gel, yeni bir hayat kuralım" Ramiz fotoğrafı yırttı, zarfın içine koyup Selim'e geri göndertti.  (böylece 37 sene sonra Ezel bulacaktı o mektubu). Mektubu da cebine attı. (böylece 37 sene sonra bir gece Selma okuyabilecekti mektubu). Şimdi Ramiz herşeyi biliyordu. Ramiz o zaman mektubu Selma'ya verse, Selma da Kenan'a ulaştırsa, ikisi Selim'le yeni bir hayata doğru yola çıksalar, acaba herşey nasıl olurdu?


2010
 Elemanlarımız bardan çıkıp evlere dağılacaklardı. Ezel içerideydi, telefonuna mesaj gelen Tefo onun yanına gitti. Ezel "Şebnem hain, gözlerimle gördüm, Cengiz'le konuştu" dedi ona. Tefo yıkıldı çocuk, bu bölümde Şebo'yla bol bol cici kuku muhabbetlere girmişti de. "Olamaz" dedi Tefo. "İspatla" dedi Ezel.

Tefvik barın önüne çıkıp yüzleşmek üzere Şebnem'in karşısına dikildi.

Ve böylece bu bölümün de sonuna gelmiş olduk.

xo xo