7 Aralık 2010 Salı

Ezel 2. Sezon 12. Bölüm : İP UCU

İp ucu kelimesini Ezel jeneriğinde ayrı yazmışlardı, ben de o yüzden ayrı yazdım. Belki bir manası vardır ipimin ucunun diye düşündüm, ipimle kuşağım diye düşündüm, sonra düşünmedim daha fazla.

Fena değildi bu bölüm. Artık Ezel'in asla ilk sezondaki gibi dinamik, peşisira heyecan fırtınası estiren bölümlerle bizi coşturmayacağını kabul etmiş bulunmaktayım. Yine de 70'li yıllardaki hikayesi olsun, her bölümde daha bir güzelleşen Barış Falay'ın sahneleri olsun, izlenmeye değer hala Ezel.  Gelgelelim o eski Ezeltesi heyecanım kayboldu gitti, bunu da kabul etmek lazım.

45. bölümde enteresan işler oldu, görelim :


DİKKAT!! EZEL 45. BÖLÜM SPOILER


Kemik Cemil işten elini eteğini çekip, barı ve kumarhaneyi Ezel ile Ali'ye bıraktı. Bizimkiler mekanın adını Vurkaç koydular varoşik avamellalar ahahahaha. Bu esnada Cengo ve Eyşan ; Kenan'ın kurduğu Can Turizm şirketinin açılışına tanıtımına vs vs katıldılar.

Ezel Dayı ile tavla oynadı. Lyon'a gitmeye karar vermişti ama Dayı "sakın gitme oraya" dedi. Ezel Dayı'nın geçmişten ne sakladığını sordu , "Aile işin içine girerse işler karışır, Kenan öğrenirse dönüşü fena olur" dedi Dayı, gitmesin diye ısrar etti ama Ezel kararlıydı, Dayı ona pasaport verip bu işte yalnız olduğunu belirtti.

Ali'nin, yaptıkları iş konusunda Ezel'den farklı görüşleri vardı. Etraftan yardım isteyenler ile görüşmek, küçük mafya olmak istiyordu. Ezel buna karşı çıktı, tartıştılar. 

Ezel Lyon'a Kenan'ın annesiyle babasını görmeye gitti. Kenan 30 sene önce bunları postalamış, bir daha Türkiye'ye geri dönememişler. Kağıt üzerinde yaşamıyorlarmış zaten. "Oğlum doğuştan böyle değildi, kötü değildi, oğlumu o adam böyle yaptı" dedi Kenan'ın babası. Ezel "Ramiz mi?" diye sorunca Kenan'ın annesi heyecanlandı, "daha fazla konuşamayız" dediler.

Ali "Ben Ezel'im" diyerek bunlardan yardım isteyen mafyozik tiplerle görüşmeye gitti. İskender diye birine senet imzalatmak lazımmış ama işin içinde Yusuf Eğir de var. Bu sahnelerde kediyle oynamaya daldığım için biraz kaçırmışım:)) 

Lyon'da Kenan'ın annesi Ezel'i görmeye geldi. "Size yardım edeceğim ama siz de karşılığında bana oğlumu anlatın" dedi. Ezel de başladı, "iyi görünüyor, tanımadığı yok, falan feşman, meraklı bir çocuk gibi bakıyor, rol değil mi o?" diye sordu. "Rol değil, benim oğlum öyle bakıyor işte"

Kenan Eyşan'la muhabbette idi. Cengiz bu ikisinin zırt pırt başbaşa kalmalarına da gıcık oluyor arkadan. Kenan "Senin burada benim yanımda kalmanın bedeli buysa, Ezel'e birşey olmayacak" diye Eyşan'a söz verdi. O sırada Cengo aradı "ben Ali'yle Ezel'e bir bakayım, ne dersin?" Eh Kenan'ın hoşuna gitti bu fırsat "yaramaz çocuk" deyip kapattı telefonu.


Lyon'da Kenan'ın annesi eski bir fotoğraf verdi Ezel'e. "Selim'in düğünü, Kenan'ın abisi. Selim herşeyin ortasında durdu, orada da öldürüldü, ama karısı yaşıyor" dedi. Sonra odadan çıkmadan Ezel'in kulağına eğilip "oğlumu asla alt edemeyeceksin" dedi. Yani şimdi ne gerek vardı bu sahneye, haybeye gerilim olsun diye mi koymuşlar anlamadım?

Bu sahnede, o gazete kupürü tekrar gözümüze sokuldu. Hatırlarsanız Karagözlüm gazinosunda çıkan olayı anlatan bu kupürde önceden Tuncel Kurtiz'in gençlik fotoğrafı vardı, şimdi bunu değiştirmişler, Ufuk Bayraktar'ın resmini koyup bir de Kenan'ın abisi Selim'in fotosunu da eklemişler, ööeehh! (Selim'i Serhat Mustafa Kılıç oynuyor, pek güzel)

1973
Kenan'ın abisi Selim, İstanbul'un batakhanelerini arayıp tarayıp kardeşini bulmuş nihayet. Kenan'dan eve dönmesini istedi. "Soyadını bile değiştirmişsin, bizden bu kadar mı nefret ediyorsun" dedi. "Sen benim kardeşimsin, o adamın hiçbir şeyi değilsin" dedi.

Kuliste Selma odayı nasıl düzenleyeceğini hayal ediyordu, Ramiz geldi. Selma "o bardak vurma olayını benim için mi yaptın" diye sordu. "Kenan zaten senin için bir sürü şey yapıyor, bunlar seni mutlu ediyor, ben o işi kendim için yaptım" dedi Ramiz. Kenan geldi kulise. Ramiz "Haydi gidiyoruz, Hayratlı'ya kafa tuttum, bir ipte iki cambaz oynamaz" dedi. "Benim gelmek istediğimi nereden biliyorsun" diye terslendi Kenan. "Yürü len, Hayratlı gelir şimdi" gibilerden cevapladı Ramiz. "Selma'yı bırakmak istemiyorum belki" dedi Kenan. "Onu da getir" dedi Ramiz, böyle bir bakışları var, tatlıdan acıya değişiyor o surat, pek hoş canım.

2010
Barda Şebo, Tevfik ile Ali'nin silahlanma çalışmalarını görünce çok bozuldu, kaçtı gitti. Tefo bunu sokakta yakaladı, tartıştılar, yazık taksi şöförü müdahale etti, Tefo "senin ağzını yüzünü ****" diyerek  taksi şöförüne kafa attı, bu noktada Behzat Ç.'ye selam çaktılar sizin anlayacağınız:)) Sonra taksiciyi yerde bırakıp kendi aşk meselelerine daldı bu salaklar, hey yaleppim. 


Barda Ali'nin yanına Azad geldi. Ali "bakıcılık yapmaya mı geldin?" diye terslenince "seni görmeye geldim" dedi. Lan bu Azad Ali'ye yazıyor mu ne yapıyor, yolarım seni Azad:))) O değil de, Burçin Terzioğlu hem güzel hem yetenekli nasıl olunurmuş onu bir güzel gösteriyor cümle aleme dostlar. Umarım Ezel'den sonra daha çok ön planda olacağı güzel projelerde yer bulur kendine.

Ali ile Azad muhabbet ettiler. Azad "ciddi içelim mi seninle" diye teklif etti. Ah ah Azad, bu içelim muhabbetinin nereye varacağı belli, hepimiz geçtik bu yollardan, neyse gençliğine veriyorum. Ali "kızlar iyi araba park edemez ve sünger gibi içemez"  deyince de  Ali'ye meydan okudu "senden iyi içerim, senden iyi sürerim" . Burada ulan Ali paççozu, sen beni gençliğimde görecektin, süngeri yuttururdum ben sana diye araya gireyim. Azad, Ali'nin hep üzgün göründüğünü söyledi, Ali de çocuk gibi kimsenin onu dinlemediğinden dertlendi. Sonra Tefo gelince çıktılar.

Ali ile Tefo seneti imzalatacakları İskender denen adamı kıstırmaya gittiler. Otoparkta önce güvenliği sonra İskender'in şöförünü etkisiz hale getirdiler. Barış Falay'ın yaptığı sarhoş taklidini de ayakta alkışlamak lazım, nice oyuncu geçinenler gördük, kendilerini rezil ettiler bu sarhoş taklidi mevzusuyla.

Ali abi şöför kılığına girip limuzine oturdu, İskender denen kocabaş geldi, arkaya geçti, "neden kalkıp kapıyı açmadın" filan diye azarladı şöförünü. Ali arkaya dönüp senetleri adamın suratına attı. İskender başladı gülmeye, "bu mu, sizi mi gönderdiler" bi düğmeye bastı, covcovcov alarm çalarken şöförü yolcudan ayıran pencere kapandı, Ali piç gibi kaldı garibim:))) Ali kızdı kudurdu, arabadan çıktı, kapıya yapıştı ama güvenli limuzinde kahkahalarla gülen İskender'in kılına dokunamadı. 

Barda Azad kontrolü eline alıp barmeni kovdu, Şebo'yu kumarhaneyi açmaya yolladı, bu da bara geçti içki yapmaya. Ezel geldi, bir manhattan istedi. Anan da manhattan içiyordu sanki tövbeler olsun yaleppim. İskender'in adamları geldiler, Ezel sen misin diye.  Ezel anladı Ali'nin haltlar yediğini. 

Ali ile Tefo  bara geldiler, kimse yok. Arka odada Ezel, Azad, Şebo oturuyorlar, Ezel dayak yemiş o adamlardan. Ali'yi azarladı. Ali de patladı. "Yalancı, sen intikam almıyorsun, kendine hayat kuruyorsun, ben kendi karikatürüm oldum, sen intikamının arkasına saklanıyorsun. Karşı karşıyayken daha iyiydik, Dayı habire ayar verirken daha iyiydik." Sonra Ezel'in oyununda ölenleri saydı, Kamil, Eren, Bahar, Mert... "daha fazla dayak yeme Ömer" dedi.


1973
Ramiz kumarhanede organize oluyordu, elemanı 11 adam bulmuş "çok fazla, birbirlerine güvenir gevşerler, 5 kişi kalsın" dedi  Bunu özellikle not ettim, kulağımıza küpe olsun gençler:)) Kenan geldi , "gidelim saklanalım, daha hazır değilsin, kendini öldürteceksin Ramiz Abi" dedi . Tartıştılar, sen beni sattın, hayır bi kız için sen beni sattın derken Ramiz "defolll" diye bağırdı, Kenan "Abim haklıymış, ben senin hiç birşeyin değilim" dedi ve gitti.

2010
Ali arabasında dertleniyordu, Azat tekila getirdi, Bahar'ın resmine baktılar "Sen Bahar'ı hiç tanımadın" "Hayır, anlatsana" Eh Azad, bu taktik de iyi ne diyeyim??? :)))

Ezel Dayı'ya gitmiş, "anlamıyorlar, beni anlamıyorlar Dayiii" diye dertleniyor idi. "ben intikamı unutmadım, kanım kaynıyor, ama bu defa yenilemem, anlamıyorlar" Dayı külyutmazdı , "Ali'yle barışırsınız, o dert değil, dert o fotoğrafta, o yolda gidersen kaybedeceksin, o fotoğrafı bana ver" Ezel vermedi fotoğrafı Dayı'ya. 

Kenan'la Eyşan Cengo'yu piç gibi evde bırakıp bir davete gitmişlerdi. Ama davete giderken Kenan Cengo'ya bir telefon bıraktı, çalınca açmasını istedi. Şimdi Cengiz içi sıkılarak evde otururken o telefon çaldı "Aa-aa" yaptı Cengiz. "Sen bu numarayı nereden biliyorsun? Ali mi?" Not aldı Cengiz. 

Evet Ezel'in ekibinde bir köstebek daha mı var? Bu köstebek Şebnem mi? Yoksa aslında Cengiz ve/veya Eyşan iki taraflı mı oynuyorlar? Yani mesela Cengiz Ezel'i satmış görünürken aslında Kenan'ın yanında çifte casusluk mu yapıyor? Bu sorulara cevap bulmalıyız dostlar.

Ertesi sabah, Tefo Ali'ye silah verdi ve onunla gitmeyeceğini söyledi. Ali şu İskender denen adama bir ziyaret daha yapacaktı. Tefo'nun gitmediğini gören Şebo sevindirik oldu. İkisinin de halleri bir garipti, Tefo mu köstebek, amaannn noluyo lan?
1973
Kenan'ın ailesi, annesi, babası, abisi Selim gazinoya gelmişler, en ön masada Hayratlı bunlara yağ çekip duruyor. Kenan, Selma ile tanıştırdı ailesini. Ramiz dışarıdan gözetliyordu bunları, baktı Hayratlı ile Kenan elele. Gazinodaki adamına "Hayratlı 12'de hesaplara bakmak için odasına çekilir, bana haber ver" dedi. Sonra "öyle olsun be çocuk" diye içlendi Kenan'a.

Kenan Seloş'u kulise götürdü, meğersem Kenan'ın amacı Hayratlı'yı yumuşatarak Ramiz'i öldürmekten vazgeçirmekmiş. 

2010
Eyşan Cengo'nun birşeyler karıştırdığını anladı ama Cengiz hiç birşey anlatmadı Eyşan'a

Ezel, Kenan'ın abisi Selim'in karısına gitti. Kadın korkudan konuşmak istemeyince "aynı katilin kurbanıyım" dedi. Kadın bu sefer bir kutu getirdi "Selim'den kalanlar burada, bakın ve gidin"

Ali, İskender denen herifin evine gitti ama evde silahlı ekip bekliyormuş, kuş gibi tuzağa düşürdüler Ali'yi, küfürleri bastı Ali abi, kudurdu öfkeden ama elden ne gelir?

Ezel Selim'in kutusunu açarken (aahahahah) telefon çaldı, Kenan Birkan. Kenan Mümtaz'ın atölyesine gitmiş, Mümtaz'la konuşurken Ezel'e dinletti konuşmaları, Temmuz buralarda olacak diye tehdit etti. "Ailemden uzak dur, ailenden uzak durayım" dedi. Ezel korkuyla kutuyu yere attı, tam çıkarken bir zarf farketti, üzerinde S harfi var...

1973
Hayratlı Ramiz'in gazinodaki adamını yakalamış eşşek sudan gelene kadar dövüyordu. Kenan da bu esnada Hayratlı ile konuşmaya gitmişti, dayağı gördü, sonra Hyaratlı çekip vurdu adamı. Birisi de Kenan'ın kafasına silahı dayadı, Hayratlı'nın karşısına getirdiler Kenan'ı.

Ramiz köstebeğinin cesedi dışarı atılırken görüp durumu anladı ve sığınağına kaçtı. 

Hayratlı Kenan'a bir çözüm sundu : ya ailenin yanına dön, ya da artık ölü bir adam olan Ramiz'in yanına . bisi gelmiş Kenan'ı almaya. Kolundan tutup götürürken Hayratlı "son bir şey istiyorum" dedi, "Ramiz'in yerini söyle, bu işi bitir"

Ramiz 'in sığınakta kapısı çaldı, açtğında kaşısında Kenan'ı gördü.

2010
Ezel, gidip yerden o mektubu aldı, zarfın üzerinde "SELMA HÜNEL" yazıyordu.


Evet, işte 45. bölümde bunlar anlatıldı. Bu Selma'nın olayı nedir arkadaşlar? Günümüzde geçen bölümlerde hiç ortada görünmüyor. Ezel'e daha önce "o zamanlar olanları bir tek Ramiz bilmiyor, ben de biliyorum" demişti ama nedense Ezel onu hep görmezden geldi. Halbuki bazı işler Selma'nın başının altından çıkmış görünüyor. Gelecek haftaki bölümde birşeyler öğreneceğiz sanırım.

O güne kadar atış serbest. :)))

xo xo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.