Eh haftasonu eve kapanınca, anlatacak macera da yaşayamadım dostlar. Eğer sıkıcı detayları isterseniz, Cuma akşamı eve gider gitmez çamaşır yıkadım :)) Astım bunları bir güzel. Ondan sonra kahve yapıp geç saatlere kadar oturmak istiyordum ama kahve de işe yaramadı, çok geçe kalmadan uyumuşum.
Cumartesi malum afet koptu, ben de bütün gün kitap okuyup kediyle oynadım. Mesela bu masum masum yatarken elimdeki kitap ayracının köşesi ile kulağını dürtünce, pırrtt diye kulaklarını oynatıyor ya, ona çok gülüyoum. Bir de seveceğim diye kucağıma alıp kulaklarına üfleyince ifrit oluyor ahahahahah.
Cumartesi gecesi Disko Kralı'nda Erdal Beşikçioğlu vardı, Behzat amirim yani. Okan'ı uzun yıllardır seyretmiyorum, hep aynı espriler, iç sıkıcı bağırmalar. Ben yaşlandım adam hala bağırıyor, bi git çay koy demek istiyorum. Neyse, Erdal Beşikçioğlu'ndan ayarları aldı, afiyetle yedi (Siz neden Trabzon Devlet Tiyatrosu'ndan ayrıldınız Okan Bey? ) Adamı da güzel güzel konuşturmadı, amirim ayrılınca ben de programı kapattım zaten.
Sonra Pazar oldu. Sabahtan kurumuş olan çamaşırları derledim, topladım. Sonra bahçeye çıkıp kedinin kakalarını temizledim. Normalde annem kedi bahçeye çıktığında nereye yaptığını biliyor, hergün de alıyor sağolsun. Şimdi Akçay'da ya, bana tembihledi, eski erik ağacının dibine bakacakmışım. Allahım, bir elimde bahçe küreği, öbür elimde bir tahta parçası, bahçede define avına çıktım. Birkaç öbek toprağın üzerinde dururken, bir kısmını da iyice gömmüştü kedicik. Güzelce eşeledim bahçeyi, bulabildiklerimi toplayıp paketledim, öööğğk midem bulandı valla ama seve seve yaptım.
Bu çalışmanın üzerine oturup afiyetle kahvaltı ettim:))) Sonra odamda üzerine oturduğum, üzerinde oje sürüp Ezel'i izlediğim, bilgisayarda oynadığım, kitap okuyup bazen uyukladığım minderimi kaldırıp havalandırmak için bahçeye çıkarttım. Sonra bir güzel odamı süpürdüm. Aaaa, bizim kedi hiç korkmuyor elektrikli süpürge sesinden, kalorifere yapışıp yatıyordu, hiç istifini bozmadı ben etrafı süpürürken. Neyse, süpürme işinden sonra minderimi ev hanımı teyze edasıyla pof pof kabartıp odama geri koydum. Sonra baktım bahçeyi ve odamı temizlemişim, kendimi de temizliyeyim dedim, duşumu aldım. Saat oldu 12. Şu Fransa'dan Patrick'in getirdiği meyve çayından yaptım biraz french press ile, onu içtim. Canım kitap okumak istemedi, eskilerden çok sevdiğim All About Eve filmini izledim. Bu filmi de nedense çok severim, başka bir yazıda bahsederim bir gün.
Film bittikten sonra, Ateşle Oynayan Kız'a başlayıp biraz erken yediğimiz yemeğe kadar okudurm. Pazar günleri 2 öğünümüz oluyor, geç kahvaltı ve erken akşam yemeği gibi. Yemekten sonra babamla kendime birer Türk kahvesi pişirdim, köpüklü oldu her zamanki gibi. Sonra kitaba kaptırıp Behzat Ç. başlayana kadar okudum.
Behzat Ç.'nin dün akşamki 11. bölümünü sevmedim. Olmamıştı. Emrah Serbes'in yazması lazım bu diziyi, ve ya senaryo ile daha çok ilgilenecek, yoksa olmuyor. Yardımcı, yani sadece bu bölümde oynayan tipler de çok fenaydılar. Erdal Beşikçioğlu döktürürken karşısında acemi davranışlar ve tuhaf tonlamalar hiç çekilmiyor. Aslında bu benim işime yaradı, diziyi izlerken bir yandan kırmızı ojelerimi sürdüm. Dizi bitince biraz daha kitabımı okuyup kediyi öpüp yattım.
Sabah çok zor geldi kalkmak. Hele kedi öyle sıcacık yumuk yumuk kaloriferin tepesinde yatıyor ya, onu bırakıp işe gelmek pek zordu, ben de bütün gün yatıp yuvarlanmak istiyordum:( Ama ne çare? Allah acıdı da neyse, kar buz don yapmadı, hava kuru, nispeten rahat geldik işe.
Bugün de sabah az işim vardı, öğlen yemeğe çıktığımda hemen gidip 5 tane muz aldım, muz takvimi yeni hafta için kuruldu, akşam olunca başlayacağız geri saymaya.
Gece ise tabii ki ekrana yapışarak Ezel izleyeceğiz.
İşte haftasonu böyle geçti
xo xo
huzur doldum resmen okurken, şimdi ben de evde olup dışarıda kar yağarken sıcak sıcak kitap okumak istiyorum ama :(
YanıtlaSilankara'nın ayazında kalma gece vakti Çavlancım, kendine dikkat et.
YanıtlaSilumarım herkes güvenli bir şekilde evine veya geceyi geçirebileceği bir yere ulaşır.
sağol canım :) gerçi bu gece sinemaya gitmeyi planlıyorum ama şu an dört duvar arasında olduğum halde titriyorum, o kadar soğuk. artık hayırlısı :d
YanıtlaSilJohnny Depp ile Angelina Jolie'nin filmine mi gittin yoksaaa?
YanıtlaSilay evet, sakın düşme benim düştüğüm hataya, berbat ötesiydi :) yazarım kesin zaten.
YanıtlaSilyapma yaa haftasonu gideceğiz, plan program yaptık. yaz yaz, merak ettim şimdi.
YanıtlaSilhani eat-pray-love diye bir filmi yazmıştın ya sen, foslukta onunla yarışır nitelikte olduğunu tahmin ediyorum. bir de ben "hiç olmadı depp var" diyordum gitmeden ama onun da ne tipi ne oyunculuğu pek bir şölen vaat etmiyor. uyarmadı deme :d
YanıtlaSil"...Hele kedi öyle sıcacık yumuk yumuk kaloriferin tepesinde yatıyor ya, onu bırakıp işe gelmek pek zordu.." keyif kedinizin yani, çok güldüm buna :)
YanıtlaSilKediniz sizi kendisi gibi miskinliğe alıştırmaya çalışıyor galiba :)
Valla çok haklısın balım imkan olsa sokak hayvanlarının hepsini alsam evime :( Ankara'yı da çok özledim gelirim de tanışırız umarım üşütme dikkat et emi mucx
YanıtlaSilZeynep : ben de meyilliyim zaten, hiç sıkılmadan bütün gün miskinlik yapıp akşam rahatlamak için uyuyabilirim yani :))))))))
YanıtlaSilStil Direktörü: Edacım ben Ankara'da yaşamıyorum ki :)))
Çavlan, Eat Pray Love kadar beter olamaz , en azından sinemada uyutmaz diye ümit etmekteyim :))
YanıtlaSilbütün cumartesiyi kediyle camın önünde geçirdik. O karları izledi, ben kitap okudum.
YanıtlaSilKocam da biz sessiz sessiz otururken playstationa doydu
bi dahaki cmt.ye kaldı üç muuuz :)
Euphoric, kediler eve bir sıcaklık getiriyor değil mi?
YanıtlaSilüç muuuz:)))
hemmm nasılll
YanıtlaSilo kadar güzel bişiki her geçen gün daha çok seviyorum lokumu
keşke daha önce tanısaymışız onu :)
kedi kedi kedi dedikçe korhan a yazdığın yorum aklıma geldi koptum :)))
YanıtlaSilAhahaha Kedicim, işte bu kürek kürek :))))
YanıtlaSil